Oblomov içini çekti:
- Ah! Bu hayat, dedi.
+ Nesi varmış bu hayatın?
- İnsana rahat vermiyor. Başını derde sokuyor. Ne olur, şöyle bir yatıp uyuyabilsem... Hiç kalkmadan...
“Nasıl? Kim bilecek benim insanlardan kaçtığımı? Ben ölmek istiyorum sayın albayım, ölmek. Bir yandan da göz ucuyla ölümümün nasıl karşılanacağını seyretmek istiyorum.
"kimseyi yanımda tutacak güce sahip olduğuma inanmıyorum. aşık olduğum insanı ne kolundan yakalayıp yanımda tutabilirim ne de benimle kalmaya ikna edebilirim. çünkü ben bir insanın,benim için benimle kalmak isteyeceğine inanmıyorum. ama benim de elimden birşey gelir. ben beklerim,bir ay da beklerim,bir yıl da beklerim,bir ömür de beklerim. benden ne kadar uzakta olduğu umurumda olmaz,mesafeleri görmem bile. bir gün yanımda olacağını biliyorsam kilometrelerin hiçbir önemi kalmaz.... aşık olduğum kadın benden uzakta da olsa" dedi elini kalbinin üzerine koyarak "buralar hep onundur...