Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Son nefesinde şahadet, mertebesinde şehitlik, kabrinde nur, ahiretinde peygamber şefaati ister.
O El Gaffardır. Çok merhametlidir, dileyenleri affeder.
O Hüccetü'l - İslâm idi. Bu isimle tanınır. Hüccetü'l - İslâm demek, üçyüz bin hadîs-i şerifi, rftvileri ile ezbere bilen kimse demektir. Bunun için Gazâlf'ye dil uzatanların, dilleri tutulsa yeridir.
Cenâb-ı Hak, bütün insanlara, sayılamayacak kadar çok nimet, iyilik vermiştir. Bunların en büyüğü, en kıymetlisi olarak da, Resûller ve Nebiler (aleyhimüsselâm) göndererek ebedî saâdet yolunu göstermiştir.
Hz. Peygamber (s.a.v) sonra şöyle devam etmiştir:
"Dikkat edin! Allah Teâlâ dünyayı sevdiklerine de sevmediklerine de verir. Fakat bir kulunu sevdiği zaman ona imanı bahşeder. Dikkat edin! Bazı insanlar dinin, bazıları ise dünyanın derdine düşerler. Sizler dinin derdine düşün, dünyanın kulu kölesi olmayın."
Tayyib demek; sağlıklı olmak, hijyenik olmak, temiz olmak ve kaliteli olmak demektir. Helal gıda ise; Allah'ın izin verdiği gıdaları bildirmektedir. Bu tanıma göre, bütün kaliteler bu kalitenin altında kalmıştır.
Nasıl hareket etmeliyiz?
Öncelikle Cihat ibadetinin edasının farzlarını yerine getirmeli, ihlas ve ihsan içinde hizmet v gayret göstermeliyiz. Bu farzları bir yerlere yazıp not alalım ve mutlaka yerleştirelim.
Cihat ibadetinin edasının farzları şöyle sıralayabiliriz:
1- İttifak: Ümmete dahil olmanın şükrü gereği, Hak davaya gönüllü katılıp çalışmak,
2- İhlas: Bu davaya girmekteki tek amacı, sadece Allah'ın rızasını aramak,
3- İttika: Allah'tan hakkıyla korkmak, günah ve kötülükten sakınmak,
4-İyi Ahlak: Dürüst, dengeli ve güzel huy sahibi olarak yaşamak,
5- İhsan: Yapabileceğinin en iyisini yapmak. Görevlerini eksiksiz yerine getirmeye çalışmak,
6- İstişare: İlgili ve yetkililere danışmak, ama sonunda Emirin kararına uymak,
7- İtiaat: İslamiyet'e, ideallerine ulül-emre ve görevlerine bağlı kalmak,
8- Sadakat: Sütü bozukluk yapmamak, ihanete kalkışmamak. Zoru görünce veya cazip makam ve menfaatler vaat edilince kaytarıp kaçmamak.
Muhterem müslümanlar ve dava arkadaşlarım, şu 3 çiviyi kafamıza çakmamız gerekir;
Birinci çivi; İslamsız saadet olmaz. Buna İslam Çivisi diyoruz.
İkinci çivi; şuursuz Müslüman olmaz. Buna Şuur Çivisi diyoruz.
Üçüncü çivi; Cihatsız İslam olmaz. Buna Cihat Çivisi diyoruz.
"Cihad gibi bir ibadet var mı?" diye sorulmuş. Efendimiz buyurmuş ki,
"Ömrünüz boyunca gece gündüz ibadet etmeye gücünüz yeter mi?"
"Hayır ya Rasullullah." denilince,
"İşte ancak Cihad ile mümkün olur." demişlerdir.
Resûlullah (sav) şöyle buyurur:
“Rabbinizden korkup sakının/takvalı olun, beş vakit namazınızı kılın, Ramazan orucunu tutun, mallarınızın zekâtını verin, (Allah’ın emirlerine uygun idare eden) yöneticilerinize itaat edin, Rabbinizin cennetine girersiniz."
Gerçekten son sultan Vahideddin’in vatandan ayrıldıktan sonra Mekke’de yayınladığı beyannâ-mede aynı görüşü tekrarlayarak:
“Şimdi bana bigayri hakkın (haksız olarak) ihânet-i vataniye isnad edenler, Hilâfet ’i hukuk ve nüfuzundan tecrid ve tâdil ederek bu «Saltanat-ı Muham- mediye'yi yıkmışlar ve yalnız vatanlarına değil, bütün Alem-i İslâm ’a ihânet etmişlerdir.” dediği görülmektedir. (Bu beyannâmenin tam metni için, “Geçmişi ve Geleceği ile Hilâfet” isimli eserimize bakılabilir.)
Nimetler “merhamet” kaidesi çerçevesinde dağıtılacak. Dünyanın kıymet ölçeğine müdahale edilecek. Şairin, “Öyle cömert adamlar var ki, onların sayıları az olsa da çoktur. Öyle çoklar da var ki onların sayıları çok da olsa azdır.” beyti tecelli edecek ve Hz. Ebû Bekir’le, yetim malı yiyen Ebû Cehil kalın çizgilerle birbirinden ayrılacak.
Üç kimse ile arkadaş olup sohbet et.
Birincisi: ilim ehli ve hüner, sanat sahibi olan kimselerle arkadaş ol. Dünya ve ahiret saadetine kavuşman kolay olur.
İkincisi: Güzel ahlak sahibi kimselerle arkadaş ol. Çünkü böyle kimseler dostun ayıbını görmemezlikten gelerek örterler. Ve bu ayıbını nasihatle düzeltirler. Bu hususta çok gayret gösterirler.
Üçüncüsü: Kötü niyetli olmayan, dünyaya düşkünlük göstermeyen, sadık ve ihlâslı olan kimseler.