Bana sorular öğreten dost
Bir de sen bulmadıkça doğrular yarımdır diyen..
Kimi gün bir türkü, kimi gün şiirlerle
Kitaplarla daha çok, giderek kitaplarla
Sabırlı, içten,yalın
Örnekler çıkarıp adım adım
Küçücük bir kentin kapalı hayatından
Bana dünyaları gösteren dost..
Telâşını taşıyorum yıllardır
Konuşurken birbirine vurduğun parmaklarının
Ve içine yüreğini koyup koyup
Ak güvercinler gibi ağzından uçurduğun
O büyülü, sıcak, doğru sözlerinin..
Sesini çoğaltıyorum sesler içinde
Bir tutku gibi geciktikçe büyüyen
İnancının onurunu taşıyorum yıllardır.
"Saadet zamanı: avluya doğru oturmuşuz, sen ve ben.
Endamımız çift, sûretimiz çift, rûhumuz tek, sen ve ben.
Bulandıran palavralardan âzâde, gamsız bir keyif, sen ve ben.
Sen ve ben, ne sen varsın ne de ben, bir
olmuşuz aşk elinden
Ben sana kırmızı kiremitli bir çatı Begonviller ve bir mavi kapı
Ve illa amansız bir avlu getirsem.
Dünya soğur, akşam serinlerken,
Benim sensiz sevinecek bir şeyim yok.
Kılı kırk yardım, altını üstüne getirdim,
Ve işte en gümüş cümlem:
İçimi açtım sana.
İçini açmak için.
Bir bulutun içine saklanmış yüzüm
"Ha indi, ha inecek" derken yağmurum
Duruluyorsun, dağılıyorsun
"Ha dindi, ha dinecek" derken sel olur
Bir geliyorsun her derde deva
Her hâlin huzur, her bir hâlin sanki rüya
Bir gülüyorsun derman feryadıma
Her hâlin huzur, her bir hâlin sanki rüya
Gölgen vurmuş aya, rüzgârlar nefesim
Bir şarkısın, makamı düş, dalgalarda sesin
Hayalin şifa, yalnızlığıma
"Ha koptu, ha kopacak" derken fırtına
Bir geliyorsun her derde deva
Her hâlin huzur, her hâlin sanki bir rüya
Bir gülüyorsun derman feryadıma
Her hâlin huzur, her bir hâlin sanki sevda
Birsen Tezer
XII.
Ürkek adımlarıyla uğrun usul
Gelip sıralı sırasız
Karanlık kıyılarımda duran çocuk...
Örseli duyarlığımdan kalın örtüleri
-Kaba örtüleri, kara örtüleri-
Kaldıran çocuk... kaldıran çocuk...
Herkesin gerçeği kendine biricik
Bir beni söyletip de böyle kısacık
Bu yağma yürek, bu talan sevgi
Bu ucuz ten pazarını
Yazdığını sanan çocuk.
Herkesin gerçeği kendine acı
Herkesin acısı kendine biricik.
1981
Hangi mevsimdeyiz böyle
Paletimde renkler kaskatı
Oysa durmadan boyamalıyım hiç durmadan
Renklerini yitirmiş hayatı
Mevsimlerden keder mi söyle
Dinle! Ruhumun yatışmasını bekleyemem,
Gitmeliyim ve giderken
Bakmamalıyım gözlerine hayat denen fakirin.
Su içtiğim ellerden
Bana bir pişmanlık gelsin istemem.
Dinle! Hatırladıkça üzüyor beni
Geri çekilirken yaktığım rüyâ
Mevsimlerden keder mi söyle
Ne giysem yakışmıyor uçurumlardan başka
Dağıtamıyor hiçbir güneş ruhumdaki sisi
Ve ben hâlâ yarın güzeldir diyorum
Kalmasa da albenisi.
Biz hep açık konuştuk.
Gökyüzünden maviydi sözlerimiz.
Sığ bataklarda değildik, kuşlar gibiydik,
Uçarıydık. Gözlerimizde
Şavkıyan parıltılar gibiydik.
Biz iyiye iyi, güzele güzel dedik.
Masallardan çekerdik mısraları, tülbent gibi.
Yalnız, şiirlerde yalan söylemezdik,
Umutlarımızda, hayallerimizde de yalancı değildik.
Nerden bilirdik, çalışmaktan
Kocayacağını sevgililerin,
Yaşamanın güzelliği kadar
Hoyratlığını, bezginliğini...
Biz kaldık, koyup gitti bahar,
Her şeyi nerden bilirdik