“Gökyüzü öyle yıldızlı ,öyle berraktı ki , onu gören kendine sormadan edemezdi : Nasıl oluyor da böyle bir göğün altında türlü türlü suratsız , kaprisli insan yaşayabiliyordu ?”
“Ben bir hayalperestim; gerçek yaşamla bağım o denli az ki , bunun gibi , şimdiki gibi çok nadide saydığım anları düşlerimde yine yaşamadan edemem . Bütün akşam sizi düşleyeceğim , bütün hafta, bütün yıl .”
- O vakit iyi geceler .
Seni sabah uyandırırım .
+ Sen benim çalar saatimsin .
-Yaşlılık benim çalar saatim . ihtiyarlar neden o kadar erken uyanır ki ? Bir uzun gün daha yaşamak için mi?
Martin’in eve sarhoş geldiği konusunda uzlaşmışlardı.
“Halbuki güzelliği içlerinde hisseden insanlardan olsalardı, o parlayan gözlerin ve hararetlenmiş yüzün, gencin aşkla ilk tanışmasının belirtisi olduğunu anlayabilirlerdi.”