Attığımız şeyler aslında ‘tanıdık şeyler’, sevmekten vazgeçtiğimiz, sıkıldığımız, yerine yenilerini koyduğumuz.. Belki kızdığımız, kıskandığımız, özlediğimizin özlemini arttıran şeyler.. Hepsi bir yerde toplanıyor, bir kazanda kaynamıyor, yüzüne bakmadığımız insanların elleri değiyor onlara. Ve bizim ellerimizde tutmadığımız şeyler ile yaşamaları mümkün oluyor..