"Bence insaniyet herkese eşit davranıp Sevgi duymaktır. Birini sürgün etmeye gerek yok. İnsanlığın özündeki sevgi, hangi durum olursa olsun unutulabilecek bir şey değildir."
"Vakti zamanında Çin'de, özgürlükçü biri varmış, o günkü hükümete karşı çıkıp öfke ile dağlara saklanmış. Talih ondan yana değilmiş, zamanlaması yanlışmış ve bunun kendi yenilgisi olduğunun farkına varamamış. Zamanı gelince, bu kılıcı siyasi muhaliflere saplayacağım diye kendinden pek emin bir şekilde kılıcıyla dağlarda saklanmaya devam etmiş. On yıl geçmiş, dünya değişmiş. Zamanı geldiğinde dağdan inip insanlara kendi özgürlükçü düşüncelerini anlatmış Ama bunlar eskimiş fırsatçı düşünceden başka bir şey değillermiş. Son olarak meşhur kılıcını çıkarıp insanlara kendi ruhumu göstereyim, diye düşünmüş. Neyse ki kılıç da çoktan paslanmış, işte böyle bir hikaye. On yıl boyunca değişmeyen siyasi fikirlerinin yanılsamadan başka bir şey olmadığını anlatır. ..."
"Aslında bu özgür düşünce denilen şeyin," dedi bayat ekmek daha ciddi bir şekilde, "esas hali isyan ruhudur. Buna yıkım düşüncesi de denilebilir. Sadece baskının ve kısıtlamaların kaldırılması ile beraber ilk kez filizlenen bir düşünce değil, baskıları ve kısıtlamalara verilen tepkiler ile birlikte ortaya çıkan ve özünde mücadele olan düşüncedir. Sürekli verilen bir örnek Ama bir gün bir güvercin tanrıdan bir istekte bulunmuş: 'uçarken hava bana engel oluyor ve hızla ilerleyemiyorum, havanın yok olmasını istiyorum.' Tanrı onun bu dileğini dinleyip yerine getirmiş. Ancak daha sonra güvercin ne kadar kanat çırparsa da uçamamış. Yani bu güvercin aslında özgür düşüncedir. Güvercin ancak hava direnci olunca uçabilir. Mücadele gayesi olmayan özgür düşünce, sanki bir vakum tüpünün içinde kanat çırpan güvercin gibidir, hiçbir zaman uçamaz."