Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Murat Albayrak

Murat Albayrak
@Narahat
Bu mecrayı okuduğum kitapları kaydetmek ve bazılarıyla ilgili çalakalem bir şeyler karalamak için kullanıyorum.
Acaba, bu toplum telakkisi roman kahramanın mı yoksa yazarın mıdır?
- Halkın, dedi, iki fazileti vardır: İyiniyet ve inanmak. Birincisi beyinsizliğin, öteki de bilgisizliğin çiçeğidir. Çiçekleri seviniz ve onlardan yararlanınız.
Sayfa 97 - Ötüken, Doktor Rıza CandaşKitabı okudu
Reklam
Bir garip teselli...
- Yüceliğin insanı ne hallere düşürdüğünü gördükten sonra bayağılaşmaktan çekinemem, azizim.
Sayfa 84 - Ötüken, Macit.Kitabı okudu
Pek doğru bir tespit. Zira insan alışkanlıklarının çocuğudur.
Alışkanlıklarımız ve isteklerimizle mücadeleye kalkışmak hakikî benliğimizi baltalamaktır.
Sayfa 33 - Ötüken, Doktor.Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan, kendisini değiştirmeye çalışanlara her dönemde kızıyormuş demek ki.
"Benim asîl miskinliğimi rahatsız etmeye ne hakkın var? Bana yeni şey verme, üstün, müstün ne umuruma? Alıştıklarımı, ne olup biteceğini baştan kestirebileceklerimi ver bana. Geviş getirmelerimde rahat bırak beni."
Sayfa 182 - ÖtükenKitabı okudu
Elhak doğrudur.
Dünya indir bindir dünyası... Kimin sonuna dek elinden tutmuş? Her insanı bir kapıdan "buyur" eder, bir bilinmedik kapıdan tekme yumruk koğar, yakasından düşürür.
Sayfa 103 - ÖtükenKitabı okudu
Reklam
Ne güzel bir ilenme cümlesi...
Hayırsız koyunu varsın dağda kurtlar yesin!
Sayfa 39 - YKY, "İki Ziyaret" öyküsü.Kitabı okudu
Sahici bir durum tespiti...
Bu milleti kırk yıl sırtında taşısan, bir "sağol" diyen çıkmaz. "İn de biraz soluklanayım," desen, yedi sülalenden bir tekmille başlarlar. İşin doğrusuna bakarsan, yunmuş yıkanmış bir yanımız yok. Allah şerrimizden, iftiramızdan cümle Ümmet-i Muhammedi korusun...
Sayfa 113 - ÖtükenKitabı okudu
1960'lar Anadolu' sundan bir sade durum tespiti.
- Öyle ağam, öyle paşam. Bir veled-i zina devrine geldik. Zincirlerini bıraksalar davar köpeği gibi üstümüze saldırıp,boğup atacaklar hepimizi. Tanrı zulumlarından değil Müslümanı, yedi düveli esirgesin...
Sayfa 44 - ÖtükenKitabı okudu
El, ele el gibi davranır. Elden medet beklenmez.
... Bunun burası el... Ben bu yaşıma dek bu el milletinden hayır soluk soluyanı görmedim. Adamın biri, bir mezerlikten geçiyormuş. Fatiha gerek ehl-i gubûra. Kulhüyü, elhâm'a bağlamış ve üfürmüş: "El oğlundan gayrisine Fatiha" diye...
Sayfa 116 - Ötüken, Hüseyin AğaKitabı okudu
Reklam
Alınır satılır mülk değildir ki ölüm.
... Şu insanoğlunda acıyan yer başka, acıkan yer başka olur. Ve de gün geçer ölüm acısı unutulur. Hemi de tezinden... Sonra yine dünya allı morlu...
Sayfa 75 - Ötüken, Hüseyin AğaKitabı okudu
Hâkim Bey'in bir değişik insan tasavvuru...
Ben insanı aslında tabanından bilirim. Tabanı kaypak, olmam diyesice insanoğlunun... İşine göredir, gelişine, gidişine göredir... Faydasının esiridir. Din, devlet tanımaz, sahtekarlık yürek sermayesidir. Ama, iyi gizlemeyi bilir... Bu işte tilkiye rahmet okutur... Bunun burasına insan denmiş... Onu gördüğün yerde kaçacaksın... Aah, neylersin ki insanla kurulmuş düzenimiz...
Sayfa 88 - Ötüken, Hâkim BeyKitabı okudu
Elhak doğrudur.
... Dünyanın neresine el attımsa siyasetten başka bir şey görmedim. Karıya siyaset, eşe dosta siyaset, yarana siyaset... Tanrıyı da şu insanoğlu aklınca siyasetle idare eder... Namazı niyazı da siyaset. Sonunda sahtekarlıklarının buruk, acı çağla eriğini yerler. O çağla eriği yokluktur.
Sayfa 41 - Ötüken, Hakim BeyKitabı okudu
Anadolu'da lakap takma geleneği...
...Sahtekarlığın dini, imanı yoktur. Benim adımı da 'kuşkaldıran' a çıkarttı bu millet. Hangi avcısına köpeklik yaptım?... Avcıya av gösteren, avın yerini arayıp bulan av köpeklerine kuşkaldıran denir.
Sayfa 103 - ÖtükenKitabı okudu
Meseldir akıl başa sonradan gelir.
Sakın:" Üstümüze aldığımız bir vazifeyi yapmadık... Bir evin yıkılmasına, bir insanın yuvarlanmasına sebep olduk!" diye kendini üzme. Zaten böyle evlerin ev denecek nesi var ki? Hasılı, insan olmaya çalışmak sana da bana da zarardan başka bir şey getirmedi. Bakalım, biraz da hayvanlığı tecrübe edelim!...
Sayfa 104 - İnkılâp, ŞevketKitabı okudu
Şüyuu vukuundan beter dümenden bir deprem.
- Bu zelzele hiç olmasaydı icadetmek lâzım gelmez miydi Beyefendi?
Sayfa 142 - İnkılâpKitabı okudu
Reklam
Gâyetle de doğru.
... Darılmadınız ya bana. Doğru söze darılmak ayıptır. Ayıpların en büyüğüdür. Ben açık konuşurum. Hadi bakalım, hoşça kalın, yine görüşürüz...
Sayfa 126 - İnkılâpKitabı okudu
1920'ler İstanbul'undan bir kesit...
Kendimizi onlara benzetmek gülünç, muhakkak ki, çok gülünç. Fakat biz de İhtilal-i Kebir'in mahkumları gibi bir azınlık ve kudurganlık içinde eğleniyorduk. Adeta, "vur patlasın" âlemleri...
Sayfa 138 - İnkılâp
Hoş bir benzetme...
İstinat noktaları yavaş yavaş aşınan, sonra günün birinde en ehemmiyetsiz bir sarsıntı ile birdendire çöken binalara benzedim...
Sayfa 101 - İnkılâp, Mürşit Efendi
Köyünü Kaybeden Kadın
... hiçbir insan, ne korkunç, ne iğrenç ne de şayan-ı istihkârdır( hor görülmeye lâyıktır). Bu hakikati diğer birçok hakikatler gibi emsalsiz bir elem diyarı olan Anadolu'da öğrendim; orada, sefalet denilen şey o kadar yüksek bir dereceye varmıştır ki, âdeta ulvîleşmiş, güzelleşmiş, tatlılaşmıştır.
Sayfa 111 - İletişimKitabı okudu
... Çiçek meraklısısınız; fakat bir paranız yok değil mi? Ne kadar uğraşsanız topraktan istediğiniz renkte, kokuda bir çiçek alamayacağınıza emin olun... Babasınız, çocuklarınız var, paranız yok değil mi? Evlâtlarınız âhir ömrünüzde size bir fecî yaprak dökümü manzarası seyrettirmekten gayri saadet vermezler.
Sayfa 9 - İnkılâpKitabı okudu
Bir zamanların terbiye etme usulü...
... Mektepte her gün beş altı nöbet de dayak olurdu. Bu lâzımdı. Tokmak vurmadan kazık çakmak nasıl imkânsızsa, sopa vurmadan çocukların kafasına ilim ve edep sokmak da öyle imkânsızdı.
Sayfa 41 - İnkılâpKitabı okudu
Reklam
... Düşkünlüğünü açık açık söylemekten çekinmeyen bir yüzsüz gibi görünmek, halinden utanan bir biçare olmaktan daha iyiydi.
Sayfa 76 - İffetKitabı okudu
- Dünya bir mütemadi inkılâp dünyasıdır... Esef etme Mahmut Efendi,
Sayfa 35 - İnkılapKitabı okudu