Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nevin Durmaz

Çağdaş insan, boş zamanının çoğunda kesinlikle edilgendir. Bengi tüketicidir; içkileri, yiyecekleri, sigaraları, konferansları, manzaraları, kitapları, filmleri soğurur; tümünü tüketir, yutar.Tüm dünya, onun ağzına layık büyük bir nesnedir: Büyük bir şişe, büyük bir elma, büyük bir memedir. İnsan, emici olup çıkmıştır, ebediyen beklenti içinde ve ebediyen düş kırıklığı yaşayan...
Reklam
İlerleme daha çok şeye sahip olmakta mı, yoksa daha fazlası olmakta mı yatar?
Üretimi ve tüketimi, yani serveti ve lüksü artırmaya mı çaba göstermeliyiz, yoksa üretimi ve tüketimi insani boyutlarda, yani insanın tembelliğini ve yabancılaşmasını artırmayıp, yeteneklerini üretkence kullanma gücünü artıran bir düzeyde mı tutmalıyız?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gereğinden çok yararlı şeyin üretilmesi, haddinden fazla yararsız insanla sonuçlanır.
Nevin Durmaz
@NdHf·Bir kitabı okumaya başladı
Sahip Olmak ya da Olmak
Sahip Olmak ya da OlmakErich Fromm
8.6/10 · 3.488 okunma
Reklam
Toplumların çoğunun ayırt edici nitelikleri olan gurur ve onur, insanın bir metaya dönüştüğü burjuva sınıfında ister istemez yok olup gider. Her metanın bir fiyatı vardır, ama gururu yoktur.
Sahip olmak ya da daha fazlasını kullanmak değil, daha fazlası olmak asıl önemli husustur.
İnsanı kolay yönetilebilir ve öngörülebilir birimler hâlinde ne kadar ufaltabilirseniz, o kadar etkili şekilde çekip çevirebilirsiniz.
Kendini tamamen şeylerin üretimine , satışına ve tüketimine veren insanın kendisi de gitgide bir " şey " hâline gelir.
İnsancılık deneyimi beşeri olan hiçbir şeyin bana yabancı olmadığıdır, tüm insanlığı kendi içimde taşıdığımdır; birbirinin tıpatıp aynısı olan iki bireye rastlanamayacağını savunanlara rağmen, ne şaşırtıcıdır ki hepimizin aynı tözü, aynı niteliği paylaşmamızdır; herhangi bir insanda var olup bende var olmayan hiçbir şeyin bulunmadığıdır.
Reklam
Bir bütün olarak bu sistemin insanı insanlıktan çıkardığını ve insanın artık ondokuzuncu yüzyıldaki gibi - makinelerin efendisinin - olmadığının , ister işçi isterse yönetici olsun, makinelerce yönetildiğinin farkına varmak zorunludur.
Dünya üzerindeki sanayi toplumunda okuryazarlık ve sonuç olarak yükseköğrenim yaygınlaştığı hâlde, eğitim- ögrenim alanındaki ilerleme ile yurttaşların etkin eleştirel düşünceden yoksunluğu arasında keskin bir karşıtlık vardır. Bir yandan okur-yazarlık artarken, televizyon, tüketicinin görüntülerle beslendiği, beynini değil de gözlerini ve kulaklarını kullandığı yeni tür bir cehalet yaratıyor. Özetle, verimliliği git gide arttıran makineler ürettiğimiz halde, insanın kendisi en önemli niteliklerinden bazılarını yitiriyor. Hep daha çok büyümekten, daha verimli olmaktan ve daha hızlı büyümekten başka hiçbir amacı ve vizyonu bulunmayan büyük örgütlenmenin yönettiği edilgin bir tüketici olup çıkıyor.
Yanılsamaları terk etmek, yanılsamaları gerektiren koşullardan çıkmanın şartıdır.
Karl MarxKitabı okudu
"Kuşaklar gelip geçtikçe, gitgide daha bir kötü olurlar. Zaman gelip öyle fena olacaklar ki , güce tapacaklar ; kudret, onlara haklı gelecek ve iyiye olan saygı silinip gidilecek. En sonunda , kötülüklere hiç kimse kızmaz ya da sefaletin varlığından hiç kimse utanç duymaz olunca, Zeus onları da helak edecek. Yine de o zaman bile, bir şeyler yapılabilir, yeter ki sıradan insanlar ayağa kalksınlar ve kendilerini ezen egemenleri alaşağı etsinler."
Hesiodos/ Erga / Yunan mitolojisiKitabı okudu
İnsanlar sevinç aramak yerine, haz ve heyecan arıyorlar ; gelişim aramak yerine, güç ve mal mülk arıyorlar. Kendileri daha çok olmak yerine, daha çoğuna sahip olmak ve daha çoğunu kullanmak istiyorlar.
1.638 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.