Amin Maalouf’a başlamak istiyordum ancak hangi kitapla başlayacağımı tam bilmiyordum açıkçası.İlk olarak Doğu’nun Limanları’ndan başladım.Zaten tarihi kurgu sevdiğimden dolayı bu kitabı da sevdim.Ancak Semerkant kadar etkilemedi beni.Kitabın ilk bölümü Ömer Hayyam ,Hasan Sabbah ve Nizâmülmülkten bahsediyor.İkinci bölümünde ise 20.yy’da İran’ın modernleşme çabalarını anlatıyor.Ve sonra kurgusal iki karakterin Titanik olayında yer almasıyla bitiriyor.Gerçekten bazı karakterler o kadar gerçekçi anlatılmıştıki sürekli internetten karakterlerin gerçek olup olmadıklarına bakıyordum. Demokrasi ve özgürlük arayışında olan pek çok ülke gibi İran kendi ülkesine yapılan sömürgeciliğe karşı çıkmak istiyor.Bunu gerek kurdukları dernekler gerek misyonerler yoluyla gerçekleştirmeye çalışıyorlar .Ve tabiki anlatımlarıyla Amin Maalouf,okuyucusunu siz sanki oradaymışsınız gibi hissettiriyor.Yalnız yakınınızda muhakkak bir kalem bulundurun.Şayet altı çizilecek çok fazla kelime ve cümle yer almakta.