Öte yandan, Kılbaz Beşir Efendi'nin anlattıkları doğruysa, bu esrarengiz adamın taşıdığı günah yükü o kadar ağırdı ki, daha sonra hamallar loncası tarafından mesleğin piri olarak kabul edilecekti.
Müze müzlerin mekânı. Dokuz müzden her biri ayrı bir yaratıcı uğraşı gözetir, ona esin kaynağı olur. Örneğin Melpomene zaten müz sözcüğünden türeyen müziğin, Erato lirik şiirin, Kalliope epik şiirin, Kleio tarihin müzleridir. Homeros destanlarına, Heredots tarihine müzleri anarak başlar. Müzlere Zeus ile hafıza tanrıçası Mnemosyne can verir.
Antik dönemde resim ve heykelin müzleri yoktur. Sanat zihinden çok, el becerisi gerektiren bir uğraş olarak değerlendirildiğinden itibar görmez ve müzler katına kabul edilmez. Şiirle müzikle felsefeyle kıyaslanmaz. Zanaat ve sanayi anlamlarına da gelen “techne” -Latince ars- sözcüğüyle ifade edilir ve heykeltıraşlık kadar at nallamak da techne sayılır.
Sanatın müzlerin mekanını fethetmesi, icat edildiği 18. yüzyılı bekleyecektir.