Nurcan
@Nurcan22
Bağırmıyorum, çağırmıyorum diklenmiyor, karşılık vermiyorum. Yenilgiyi kabullenmiş bütün çocuklar gibi yüzümde, yürüyüşümde önemsemiyormuş gibi bir tavır... Dünyanın en ağır kabullenişi...
Öğrenci+ Eğitimci
Lisans (İlahiyat Fakültesi)
Bingöl/Erzurum
533 okur puanı
Haziran 2020 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
" Ve bir kadın beyaz, sakin, büyülü / Göğsünde kanıyan bir zaman gülü /Mahzun bakışlarla dinler derinde /
Olup olmamanın eşiklerinde. "
Çok tanıdık geldi...
Bu topraklarda kadınlar Penelope gibi pencere önlerinde beklemek üzere yetiştirilir. Gençlikleri boyunca hayallerindeki gömleği diker ve sonra onu giyecek beyaz atlı prens ararlar. Sonra prens ruh hastası çıkar bu defa da oğulları büyüsün ve kendilerini kurtarsın diye beklerler.
Montaigne "benim işim gücüm kendimledir" diyor ya.
Kimse kimsenin tüm boşluklarını doldurmayacak.
Kendisi de bizatihi boşluktan yaratılmış bir varlık nasıl ötekini tamamen doldurabilir ki?
Okur Takip Önerileri
Ve sonra her şey için çok geç olur...
Ellerinden bir buz kütlesi kayarcasına kaybedersin sevdiğin insanları.
Günaydın
Bütün lükslerimi alın bana sadece Ren vadisi kenarındaki şatomda cibinlikli yatağımda ve kahvemle hizmetçim Katya'dan okuyacağım sıradaki kitabı isteme lüksünü verin.
Fazla şey mi istiyorum ya.
şu iki azap meleği gibi duran
gözlerini çek üstümden
hümeyra
kına yakmasaydı annen
saçını yolarak taramasaydı
dağı kızdıran sen değilsin, biliyorum
şimdi kül olan saçların
dağınık kalsaydı
Koş Hümeyra koş
suyu seyret şöyle uzaktan
son bir kez daha bak şöyle uzaktan
ellerini aç, gerdir bileklerini
serçekuş yüreğini bir an sıkıca tut
sonra, savur göğe kocaman dileklerini
M. İslamoğlu
İnsanlarla iletişim kurarken en önemsediğim şey mizah duygusu galiba.
Gülme biçimimiz ağlama biçimimize çok benzer. İkisinin kökeninde de aynı yara vardır.
Günaydın
"Onlara: « Allah’ın bildirdiklerine uyun» denilince onlar Şöyle derler: « Yok, biz atalarımızdan ne gördükse yalnız ona uyarız.» Ya ataları gerçeği anlamamışlar, doğru yolu da bulamamışlarsa?" şeklinde bir ayet var.
"En radikal devrimciler bile devrimin ertesi günü muhafazakâr olurlar." diyor Hannah Arendt de.
Yani şöyle bir sıkıntı var. Statükodaki yozlaşmayı düzeltmek için gelen her şeyin statüko haline gelip yozlaşması.
Şu an İslami geleneği yozlaştırıp onu bir "atalar dinine" çeviren bir güruh var. Bu ayet putperest araplara inmedi. İnancını puta çevirmiş herkese indi. Yalnızca atalarından gördüklerini uygulamak din midir?
İnsan içinde Hira'yı tekrar tekrar inşa etmeli. İçindeki putları tek tek kırarak.