Taşlar ya da sopalar.
Asla kıramaz
Kemiklerimi.
Fakat kelimeler
Öylesine kırdı ki beni.
Tek tek sayılsa da kemiklerimin hepsi
Ve
Ölecek olsam bile,
Açlığa mahkûm ettim kendimi.
---bir deri bir kemik.
Ellerini alıyorum sabaha kadar seviyorum
Ellerin beyaz tekrar beyaz tekrar beyaz
Ellerinin bu kadar beyaz olmasından korkuyorum
İstasyonda tren oluyor biraz
Ben bazan istasyonu bulamıyan bir adamım
Gülü alıyorum yüzüme sürüyorum
Her nasılsa sokağa düşmüş
Kolumu kanadımı kırıyorum
Bir kan oluyor bir kıyamet bir çalgı
Ve zurnanın ucunda yepyeni bir çingene
1954
Dikine mustatil bir apartman
En üst katında
Dört köşe bir oda
Perdesiz pencereler.
Pencerelerin dışında yıldızlı geceler.
Genç adam
Alnını dayamış cama
Ben, romanın muharriri
Diyorum ki genç adama:
---Delikanlım!
İyi bak yıldızlara,
Onları belki bir daha göremezsin.