İçimize atıp söyleyemediklerimiz
Birikmiş dağ olmuş yüreğimizde
Durup durup karalar çizdiğimiz defterimiz
En güzel tercüman olmuş hislerimize
Böyle tanışmışız biz şiirle
Kuru kalabalıktan kurtarıp
Merhem olmuş yüreğimize
Şimdi güluyorsun belki ama kalbinden mi, yoksa dudakların mı kıpırdayor sadece?
Arkadaşlarınlasın ve yine düşünüyorsun gerçek dostlarım mi yoksa sadece boş vakitlerini benimle geçiriyorlar? Hiç durup dinlenmeden soruyorsun kendine, en sonunda yorgun düşüp kendini suçluyorsun. Yoruldun ama yine de bir virgül koymuyorsun hayatına. Zamanında yaşamadığın ve ertelediğin olaylar da toplanmış üzerine geliyor,sıkışıp kalıyorsun hayatta. Üstelik daha çok geceleri çöküyor bu duygu üzerine, savunmasız kalmışsın silahın yok, yenik düşüyorsun. Hemen göz yaşlarına sarılıyorsun, bir parça rahatliyor yüreğin sonra yeni baştan başlıyorsun. Kararlar veriyorsun ama nafile hayat senin planladığın gibi olmuyor. Artık sıkma kendini rahat bırak, insanlar nasıl düşünmüyorsa sen de düşünme. Herkesi sev ama kendini daha çok sev!!!!!
Sen yoksun...
Boşuna yağıyor yağmur...
Birlikte ıslanmayacağız ki.....
Boşuna bu nehir...
Çırpınıp pırpırlanması...
Kıyısında oturup göremeyeceğiz ki...
Uzar uzar gider..
Boşuna yorulur yollar..
Birlikte yürüyemeyeceğiz ki..
Özlemlerde ayrılıklar da boşuna
Öyle uzaklardayız..
Birlikte ağlayamayacağız ki
Seviyorum seni boşuna..
Boşuna yaşıyorum
Yaşamı Bölüşemeyeceğiz ki...
Ben bu gurbet ile düştüm düşeli,
Her gün biraz daha süzülmekteyim.
Her gece, içinde mermer döşeli,
Bir soğuk yatakta büzülmekteyim.
Böylece bir lâhza kaldığım zaman,
Geceyi koynuma aldığım zaman,
Gözlerim kapanıp daldığım zaman,
Yeniden yollara düzülmekteyim.
Son günüm yaklaştı görünesiye,
Kalmadı bir adım yol ileriye;
Yüzünü görmeden ölürsem diye,
Üzülmekteyim ben, üzülmekteyim
İşte ben hep böyle bildiğin gibi:
Kaderi öpüp başıma komuşum,
Gülüşüm, oturuşum, konuşuşum,
Belli efendim, besbelli
Yaşamaktan soğumuşum.
Yaz yağmurları misali yıllarca
Yağmış durmuşum kendi içime.
Zaten dünya öyle dünya ki kim kime
Herkes kendi derdine anca,
Herkesin yüreği lime lime...
Gecenin üçüdür en uygun zaman, bahse girerim
düşünün: sabah çok yakın
oysa ışıltı yok ortalıkta
nerdeyse gece bitmiş ama sürmekte karanlık
henüz uyanmış bazıları
henüz uyumamış bazıları
bazıları uyanmış uykusuna doymadan
bazıları uykusuna varmadan doymuş
İsmet Özel
Beni güzel hatırla
Bunlar son satırlar
Farzet ki bir rüyaydım esip geçtim hayatından
Yada bir yağmur sel oldum sokağında
Sonra toprak çekti suyu kaybolup gittim
Beklide bir rüyaydım
Senin için..
Uyandın ve ben bittim
Beni güzel hatırla
Çünkü sevdim seni ben her şeyini
Sana sırdaş oldum dost oldum koynumda ağladın
Yüzüne vurmadım hiçbir
O Fatih meydanının önünden geçerken meydan kahvelerinde bir sürü işsiz güçsüz ,softa makulesi adamlar oturuyorlar.Biraz temizce giyindin mi insanın arkasından fena fena bakıyorlar,kim bilir neler söylemiyolar,insan yolda bile rahat yürüyemiyor.