Okan arpacı

Duvarı yıkmaya gücüm yetmiyorsa, kendimi parçalayacak değilim elbette. Ama önümde duvar var diye boyun eğmeyi de kabullenemem
Reklam
“ Onunla Nisan’da tanıştım , neredeyse dokuz ay oldu ve şu anda büyük bir eserin doğum sancılarını hissediyorum. Oğlum, Zerdüşt doğmak için sabırsızlanıyor. Belki de Lou , dokuz ay önce , beynimin kıvrımlarına Zerdüşt’ün tohumlarını bıraktı. Belki bu da onun alın yazısı, verimli beyinleri büyük kitaplara hamile bırakmak”
Sayfa 332Kitabı okudu
“ Açıkça hissettiğim bir şey varsa o da , yaşamının seni yaşamasına izin vermememin çok önemli olduğu. Aksi halde, gerçekten yaşamadığın bir kırk yıl çıkıverir karşına. Ne mi öğrendim ? İçinde bulunduğum an’ı yaşamayı öğrendim belki de , böylece ellili yaşlarıma geldiğimde kırklı yıllarıma bakıp pişmanlık duymayacağım. Bu senin için de önemli Sig. Bunun sana getirdiği bir yük var : toprak ne kadar zengin olursa , orada bir şey yetiştirememen de o kadar affedilmez olur. “
Sayfa 307Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dinsel tahrikler vahşice üzerimize geliyor. Breuer’e bir bakın : Ateist olmasına karşın sonsuza dek kol kanat altında kalmak, bağışlanmak , tapılmak ve korunmak istiyor. Benim görevim kuşkucuların rahibi olmak mı ? Dinsel arzuları, hangi kılığa bürünmüş olurlarsa olsunlar arayıp bulmak ve yok etmekle mi harcayacağım kendimi? Düşman çok güçlü; inancın alevi , ölüm korkusu , unutulma ve anlamsızlık gibi bitmez tükenmez bir yakıtla besleniyor.
Sayfa 263Kitabı okudu
Son derece çarpıcı bir cümleyi not ettim: “ bizler arzu edilenden ziyade arzulamaya aşığızdır” Bir tane daha : “ emniyet içinde yaşamak tehlikelidir.” Nietzsche bütün bürgerlich yaşamının tehlikeli bir yaşam tarzı olduğu görüşünde. Galiba kendi benliğimi kaybetme tehlikesi içinde olduğumu , kendi kimliğimi bulamayacağımı anlatmak istiyor. İyi ama kimim ben ?
Sayfa 261Kitabı okudu
Reklam
Zihnimizin bir bölümü , diğerlerinden bağımsız hareket ediyor olabilir. Belki ben ve bedenim , zihnimin arkasından bir dolap çeviriyordur. Bildiğiniz gibi zihin , tuzaklarla dolu arka sokaklarda gezinmeye bayılır.
Sayfa 113Kitabı okudu
Ne kadar akılcı , ne kadar hür düşünceli bir insan olsa da kafatasında barındırdığı doğaüstü dehşet sahnelerin sayısı az değildi . Hem o kadar da derinlerde değildiler , yüzeyden yalnızca birkaç saniye aşağıda , “ çağrılmaya hazır “ bekliyorlardı . Keşke bir burun cımbızıyla tüm bu düşünceleri köklerinden söküp çıkarabilseydi !
Ümit mi ? Ümit en son kötülüktür ! Nietzsche adeta haykırmıştı. “ insanca ‘ pek insanca adlı kitabında , Pandora’nın kutusu açılıp, Zeus’un içinde saklandığı bütün kötülükler dünyaya saçıldığı zaman , orada son bir kötülük kaldığından kimsenin haberi olmamıştı : ümit. Ümit kötülüklerin en kötüsüdür, çünkü işkenceyi uzatır. “
Yaşamamın bir niçini var, nasılına da tahammül gösterecek güce sahibim.
Yaşam benim için gittikçe zorlaşıyordu ; beden keyifsiz oldu mu, yürek de ölgünleşir. Bana öyle geliyordu ki , hiç öğrenmemiş olduğum, ama yine de çok iyi bildiğim bir şeyi, yani yaşamayı unutuyordum.
Reklam
Bilinmez ufuklara demir alan şu gemi Ne yazık dönmeyecek bir daha bu sahile. Şimdi içten kaynayan bir sevinç duysa bile Bir gün onu saracak bu sahilin özlemi.
Sayfa 140Kitabı okudu
“Yaşamımı havaya savurdum, ama bu arada bir şeyi de öğrendim, canım yandığı zaman bağırmamayı…”
İnsan Nasıl İnsan Oldu
Ezin başakları öküzler ! Ezin başakları ki Ağanın ürünü olsun.