"Serbest bırakılmak, özgürlük demek değildi. Cezaevinden çıkılsa da mahkûmluğun ruh halinden çıkılmıyordu."
Kahramanımız Jean Valjean'ın ruh hali de işte bunu yansıtıyor.
Bu eser, insanı gerçekten bir nebze düşündüren, bir hayli duygu dolu olması, beni derinden etkileyen bir VİCTOR HUGO kitabı oldu.
Her anlatılan bir konu yüreğinize işliyor. Beni en çok etkileyen anlardan biri de; Fransız İhtilali'ne canlı, canlı ve akıbetinde diğer savaş anlarına tanıklık ediyor olmamız etkiledi.
Yaşanılan acılara, sefaletlere, hüzünlere, mutluluklara, aşk dolu anlara birer birer tanık oluyoruz.
Ya yapılan fedakarlıklar o kadar ince bir ayrıntı ki , onu demeden es geçmek istemiyorum.
Zamanın birinde Jean Valjean adında, 19 yılını hapiste geçirmiş, 24601 no'lu mahkum olan bir adamdır. Hapishaneden şartlı tahliye edilerek çıkmıştır. Müfettiş Javert ile olan mücadelesi, çıktığı günden ta ki son ana kadar hep bir kovalamaca halinde geçmektedir.
Ve bir gün Fantine ile yolları kesişir. Fantine, Jean Valjean'a ömür boyu sahip çıkacak kızı Cosette' yi emanet bırakır. Bir zaman Cosette, Marius ile yolları kesişir. Onları güzel ve acılı bir aşk bekliyor.
En sonunda ki an beni çok sarstı. Böyle bitmemeliydi. Geç kalmadan güzel eseri okuyun derim.