Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
Ömer Faruk
Ömer Faruk
@Omr_Frk_
Kendi Rızasıyla Zarara Girene Merhamet Edilmez...
357 okur puanı
Mayıs 2020 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Son peygamber
Eser Hintli Alim Şibli Numani tarafından 1912 yılında yazılmaya başlanmış. iki cilt olarak hazırlanan eser bu baskıda tek kitap haline getirilmiş kitap içinde iki cilt olarak ayrılmıştır.
Bu eser den önce Ramazan El Buti'nin Fıkhus Sıyre, İbrahim Sarıçam Hz. MUHAMMED ve Evrensel Mesaj ve Salih Suruç 'un Peygamberimizin hayatı kitaplarını okudum.
Yazar eseri hazırlarken kılı kırk yarmış tabiri caizse.
Eser ; 1.cildi Giriş ve Dört bölümden oluşmaktadır.
2.cildi 5 bölüm ve indeksten oluşmaktadır.
Son Peygamber olduğuna iman ettiğimiz Resulullah Efendimizi tanımak için okunması gereken bir eser.
Esere daha detaylı inceleme yazılabilir ve sayfalarca olabilir ama buna ne ilmimiz yeter ne bilgimiz bu eseri bize ulaştırdığı için Allah razı olsun demekle iktifa etmek gerek.
Rabbim kendine layık kul, Rasulune layık ümmet olmayı nasip etsin. Eylemleri ve Söylemleri bir olan Kullarından eylesin.
Eser dört bölümden oluşmaktadır. Eser'de Meclis Tutanakları, gazetelere verilen izahatlar, hatıratlar, gazete manşetleri ve kitaplardan alıntılar yer almaktadır.
Yazar belli bir tarafa yönelmiş diye toptan kabul veya ret etmeye gerek yok. Doğruyu kim söylemişse kabul edilir. Tarihe ışık tutması açısından güzel çalışma olmuş.
Türkiye tarihinde gerçekleştirilen ve gerçekleştirilmeye çalışılan eylemlerin bir kısmını bulacaksınız.
Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (karşılığını) görür. (Zilzal Suresi Ayet 7)
Kim de zerre miktarı şer İşlemişse onu (karşılığını) görür. (Zilzal Suresi Ayet 8)
Onlar ağızlarıyla Allah'ın nurunu söndürmek istiyorlar. Halbuki käfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır. (Saff Suresi Ayet 8)
Bu eser eski türkçe kelimelerin yer aldığı baskısıdır. Kitabın sonunda Lügatçe bölümü yer almaktadır. Yer alan hikayeler bazıları çok sürükleyici, bazıları durağan.
Ömer Seyfettin, hikâyelerinde vermek istediği mesajların yanı sıra oluşturduğu tipler aracılığıyla da toplumumuzdaki insan manzaralarını gözler önüne serer.
Bu eser aşağıda yer alan hikayeleri kapsamaktadır.
Gizli Mabed/3
Perill Köşk/14
İlk Namaz/24
Niçin Zengin Olmamış?/31
Fon Sadriştayn'ın Karısı/43
Fon Sadriştayn'ın Oğlu/60
Bir Hatıra/78
Bahar ve Kelebekler/85
Balkon/100
Kurbağa Duâsı/113
Bomba/122
Yüksek Ökçeler/147
Rüşvet/151
Yuf Borusu Seni Bekliyor/155
Nakarat/161
İki Meb'us/185
Kıskançlık/196
Yalnız Efe/206
Kerâmet/252
Lûgatçe/255
Okur Takip Önerileri
Eser 7 ciltten oluşmaktadır. 1.cilt Yazarın kısa biyografisi, tercüme ve basım izni, Takdim, Takriz, Önsöz, Mütercimlerin Önsözü yer almaktadır.
Surelerden Fatiha, Bakara, Ali Imran Suresinin tamamı Nisa Suresi 96. Ayete kadar olan kısmı içermektedir.
Eserin içeriği; Sureyi Takdim, Surenin İsmi, Surenin Fazileti, başlıkları ile Sure'ye giriş yapıyor. Ayet grupları önce Arapça olarak sonra meal olarak veriliyor. Sonra bazı ayetlerdeki kelimelerin izahı veriliyor. Önceki ayetlerle ilişiği var ise ayetlerin münasebetinden bahsediyor. Sonra tefsire geçiyor. Ayet gruplarının tefsiri sonrası oradaki edebi sanatları aktarıyor. Bazı olaylar üzerine inmiş ayetlerin nüzul sebebinden bahsediyor. Faydalı bilgiler, nükte ve uyarı bölümleri de yer almaktadır. Eser gayet sade güzel anlaşılır olmuş, başlangıç seviye tefsir okumak isteyenler için ideal olacağını düşünüyorum.
Eser, Noel’den aşırı derecede nefret eden, cimri ve huysuz Ebenezer Scrooge’un macerasını konu alıyor. Beş bölümden oluşuyor.Noel arifesi gecesinde, Scrooge’un eski dostu Marley’nin hayaleti onu ziyarete geliyor. Sadece Marley’nin hayaletini görmek yeterince şaşırtıcıyken, bir de hayalet birçok zincire bağlı görünüyor. Aslında bütün bu zincirler, Marley’in hayatı boyunca farkında olmadan kendine yarattığı zincirler. Marley, aynı kadere mahkum olmaması için Scrooge’u uyarıyor ve onu gece boyunca üç hayaletin daha ziyaret edeceğini söylüyor: Geçmiş Noel’in hayaleti, şimdiki Noel’in hayaleti ve gelecek Noel’in hayaleti.
Scrooge, gece her uyanışında tıpkı Marley’nin dediği gibi bir hayaletle karşılaşıyor. Hayaletlerle birlikte yaşadığı zamanları ve yaşayacağı Noel’i görüyor. Peki gördüklerinden sonra aynı huysuz kişi olarak mı kalacak? Yoksa Noel ruhu onu da etkileyecek mi?
Eser üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde yahudi inançları ve yahudi tarihinin özeti. İkinci Bölüm Arap İhaneti iddiası. Üçüncü bölüm yahudiler Türkiye ve İslam aleminin geleceği konuları başlıkları altında çeşitli konulara değinmektedir. Ek olarak Filistin kronolojisi yer almaktadır.
Eser'de yahudilerin kendi oluşturdukları inanç sistemi çerçevesinde kendilerini üstün ırk görmesi ve bunun neticesinde ortadoğuyu nasıl kan gölüne çevirdiklerini ve kendi emelleri doğrultusunda herşeyi mübah gören hasta ruhlu insanların dünyanın başına nasıl bela olduğunu öğreniyoruz.
Filistin meselesini öğrenmek isteyenler için okunması gereken bir eser.
İnsanlığın; Allah'ın(c.c) lanetlediği ve aşağılık maymunlar olun dediği bu hasta ruhlu yahudi mahlukatlardan kurtulması duasıyla
Eser, yazarın pek çok eseri gibi hikaye ve roman arasındaki ince çizgide seyreden bir eserdir. Eser çok derin tahliller içerdiği için roman kategorisine girebilirken, bir solukta okunması bakımından hikaye türünde bir eser sayılabiliyor.
Aynı işyerinde çalışan Süheyla ve Engin iş arkadaşlarıdır. İki arkadaş arasında bir elektriklenme olsa da, Engin ve Süheyla hayata farklı açılardan bakmaktadır. Engin yoksulluk içinde büyümüştür. Hayatı boyunca hem okuyup hem de çalışmıştır. Amacı kaderini yenerek zengin olmaktır. Süheyla ise lise eğitiminin ardından annesinin emekli maaşının yetersizliğinden dolayı direkt iş hayatına atılmış bir genç kızdır. Engin hayalini kurduğu dünyadan bahsederken, Süheyla yüzünü ekşitir. Onun Engin gibi tutkuları ve hırsları yoktur. Kendisinde olanla yetinmektedir. Zaman geçer ve Engin bir gün Süheyla'nın hayatından tamamen çıkar. Bu ayrılık süheyla'yı manevi dünyanın derinliklerine sürükler. Bu andan itibaren Engin ve Süheyla tamamen farklı iki yolun yoldaşı olurlar. Bir süre sonra karşılaştıklarında, Engin değişmiş olan Süheyla'dan etkilenir... Eser aşağıda yer alan konu başlıklarını içermektedir.
Ahlâk Dersi, 17
Yoksulluk İçimizde, 19
Siyah Gemiler, 25
Mefruşat, 33
İhtiras Enginleri, 35
Kalbimin Dâsitânı, 43
Aşk, 53
Tenhalık Basınca, 55
Umutsuz Bir Aşkın Münakaşası, 65
Telâşın Mânidar, 75
es-Salâtü hayrun mine'n-nevm, 85
Sözün Nihâyeti ve Sevdanın Bidâyeti, 89
Bir Adam Yaratmak, Necip Fazıl’ın pek tutulmayan epik tiyatro türündeki birinci piyesi Tohum’dan (İstanbul 1935) sonra, gerek tiyatro tekniği, gerekse yüklendiği güçlü ve çarpıcı mesajı ile tiyatro yazarlığında ustalığının ilk eseri olmuştur.
Ayrıntılı dekor, kostüm, aksesuar, ışık, ses tonu, jest ve mimik direktifleriyle yüklü eser, bu bakımdan sahneye koyucu-rejisöre hiçbir yorum imkânı bırakmamıştır. Teknik açıdan getirdiği bir başka yenilik ise Bir Adam Yaratmak’la eserde söz konusu olan “Ölüm Korkusu” adlı piyesin ustalıkla iç içe kullanılmasıdır.
Hüsrev bir buhranın insanıdır. Eserinde bir insan yarattığı ve böylece Allah’a karşı geldiği için cezalandırıldığı inancındadır. İnsanın iradesi yoktur, her hadise onu mukadder sona doğru götürecektir. Yazarın daha sonraki tiyatrolarından olan Nam-ı Diğer Parmaksız Salih’teki (İstanbul 1949) gibi burada da veraset kaderin bir tezahürü olarak görünür.
Bir Adam Yaratmak’ın ilk basımı, Necip Fazıl’ı tiyatro yazmaya teşvik eden ve eserdeki Hüsrev rolünü de başarı ile oynayan Muhsin Ertuğrul’a ithaf edilmiştir
Mecburiyetlerimiz...
Eser; Romanın kahramanı Ferdinand'ın postacıdan bir mektubu teslim almasıyla başlar. Ferdinand, mektubu eline almadan mektubun hangi konuda olduğunu, nereden geldiğini ve hayatını nasıl değiştireceğini zaten önceden düşünmüştür. Düşündüklerinin gerçekleşme korkusu ile karşı karşıya kalan Ferdinand'ın çaresizliği, mecburiyeti ve aklından geçenleri bir solukta okuyacaksınız.
Ferdinand'ın bu durumda gören karısı Paula ise güçlü bir kadın figürü ile karşımıza çıkmaktadır. Onun pes etmesine engel olmaya çalışan, kocasını düşünerek her şeyi ve herkesi karşısına almayı bile göze alan biridir.
Stefan Zweig in kaleminden çıkan "Mecburiyet" kitabı bizlere, her mecburiyet bir mahkumiyet midir yoksa insan, mecbur hissettiğinde kendini mahkum olarak mı görür gibi soruların cevaplarını veriyor. 1920 yılında yayımlanan bu eser aynı zamanda savaş karşıtı, barış yanlısı olan Zweig in düşüncelerinin daşa vurumudur
Dörtlerin İmzası (İngilizce orijinal adı: Sign of Four) Sir Arthur Conan Doyle'un yazdığı ikinci Sherlock Holmes romanıdır.
1890'da yayınlanmıştır. Sherlock Holmes ve arkadaşı Doktor Watson, Bayan Morstan'ın yıllar önce kaybolan babası ve kendisine gönderilen gizemli Incilerin peşinden savaş zamanının Hindistan'ına uzanırlar. Araştırdıkları olaya bir cinayet de karışınca masum bir kadını korumak için atıldıkları macera, gitgide büyüyen bir tehlikeye dönüşür. Holmes ve Watson, Hindistan'daki sömürgelerden İngiltere'ye uzanan bu hazine avcılığının sonucunda işlenen cinayeti kimin işlediğini bulmaya çalışırlar.
Abdurrahim Karakoç'u birçok şairden ayrı tutan en önemli yanı, kalemini kılıçtan daha keskin kullanmasıdır. Karakoç'un şiirlerinde basit gibi görünen öyle derin ifadeler vardır ki, Beşinci Mevsim de olduğu gibi içine girip anlam denizinde ilerlediğinizde nice farklı boyutlarla karşılaşırsınız. Onun şiirlerinde söylemek isteyip de dile getiremediğiniz duyguları bulursunuz. Anadolu insanının çekmiş olduğu sıkıntılar, uğramış olduğu haksızlıklar, garibanın ikinci sınıf insan muamelesi görmesi, demokrasi maskaralığı, siyasi dava kimliği altında kişisel menfaatler, yalan haber yapan medya patronları ve bunlara alkış tutan sürü zihniyet için hiciv şiirleri yazmaya başlamıştır.
Kitap nesir ve manzum şeklinde ilerlemiş. Önce nesir olarak açıklama yapılmış daha sonra şiirle durum taçlandırılmış. Üstadın şiirlerinde etkili olduğu kadar düzyazısı da etkileyici.
Bernard Lewis’i “Demokrasinin Türkiye Serüveni” ile tanıyıp okumaya başladım. Türkiye’de bilinen 17 kitap tercüme edilerek Türk okuyucuya sunulmuştur.
İslam’ın Krizi” (Kitap adı İslam'ın Krizi değil, Müslümanların Krizi olsa daha isabet olurdu)ilk etapta sadece iç sorunları ele alacak ve problemleri tespit edecek belki çözüm önerisi de
Bu eser’de polislikten ayrılmış bir dedektifimiz var. Trende karşılaştığı bir kadın ona birinin öleceğini onu uyarmaya gittiğini söylüyor. Ama sonra gazetede görüyor ki o kadın ölmüş bir hafta sonra da kadının dediği kişi ölmüş. Böylelikle olayın peşine takılıyor dedektif Luke Fitzwilliam. Ve Macera başlıyor; Kitaptaki her kişi birbiriyle o kadar alakalı ve kalabalık bir kadrosu var. Agatha’nın çoğu romanında yaptığı gibi önce başka biri katilmiş gibi gösteriyor ama son sayfaya kadar inanamıyorum çünkü başka biri çıkıyor. Oldukça akıcı bir kitap. Polisiye sevenler ya da polisiye okumaya başlayacaklara güzel bir öneri olur.
Nuri Pakdil'in Avrupa'ya yaptığı seyahat sonucu Batı ile ilgili izlenimlerini yazdığı günlüğünü ilk olarak edebiyat dergisinde 'Batı Günlüğü' olarak yayımlamış daha sonra yeni bölümler eklenerek 'Batı Notları' adıyla kitaplaştırılmıştır.
Pakdil; “Yalnızca izlenimlerini değil, Batı’nın kendisinde yaptığı çağrışımlara da değinmiş.
Batı nedir ya da batıcılık nedir diye bir soru sorulsa, Pakdil kendi cevabını bu kitapta vermiştir. Ona göre batıcılık, ulusumuzu yabancılaştırma girişimlerini kapsayan kabarık bir dosyadır.
Batı Notları ile tüm bu sömürülen ülkeler için Türkiye' nin bir umut olduğunu yazmış; medeniyetin Batıcılık ile sağlanamayacağını, kendi ulusuna yabancılaşmanın, özünü, kimliğini kaybetmenin ulus olarak varoluşun önündeki engeller olduğunu dile getirmiştir.
Sade, yalın, pürüzsüz bir dil, akıcı bir anlatımla bu derece ehemmiyetli bir konuya, kanayan yaraya değinmiş. Yazar ile henüz tanışmadıysanız, bu konu üzerine yoğunlaşmak da istiyorsanız eğer bu kitap sizin için 'aranan kan' demektir.
İnsanımızın inançla ilgili konularda karşılaştığı ve yüzyılımızın başlarında ortaya çıkan etkileri halen devam eden birtakım inkârcı akımlararın işlendiği, konuların bir kısmının doğrudan inkâr düşüncesiyle ilgili, bir kısmının ise zihinlerde oluşturduğu kafa karışıklığı sebebiyle inkâra götürme riski taşıyan ve dolayısıyla bir inanç problemi
