1962 yılında yayınlanan bir romandır. Kitap, distopik bir gelecekte geçmektedir ve toplumsal şiddet, özgürlük ve kontrol konularını ele almaktadır.
Romanın ana karakteri, genç bir çete lideri olan Alex. toplumsal normlara uygun davranışlardan uzak bir hayat sürmektedir ve çetesiyle birlikte suç işleyerek eğlenmektedir. Ancak, bir gün Alex yakalanır ve hapishaneye gönderilir. Hapishanede, Alex, “Ludovico Tekniği” adı verilen bir beyin yıkama tedavisi görmek zorunda kalır. Bu tedavi, Alex’in özgürlük duygusunu ve iradesini yok eder ve suça karşı bir tepki bile veremez hale getirir.
Romanın en önemli temalarından biri, özgürlük ve kontrol arasındaki ilişkidir. Roman, toplumsal düzen ve istikrar için özgürlük ve bireysel hakların ne kadarını feda etmek gerektiği sorusunu da sorar. Burgess, bu tema etrafında farklı karakterlerin tutumlarını ve düşüncelerini sergiler. Romanın ana karakteri Alex, özgürlük ve şiddet konusunda aşırı uçta yer alırken, hapishane müdürü gibi diğer karakterler ise toplumun güvenliği için sınırlamaların gerekliliğini savunurlar.
Romanın bir diğer önemli teması ise dil ve iletişimdir. Kitapta, Alex’in çetesi arasında kullandıkları argo ve Nadsat adı verilen bir dil kullanılmaktadır. Bu dil, romanın atmosferini ve karakterlerin ruh halini yansıtmaktadır.
İyilik, kötülük, özgür irade gibi kavramları tekrar sorgulamamızı sağlayan ve kaleme alındığı dönemin değişim sancısını ince ince işleyen eser kuşkusuz tüm zamanların en sarsıcı romanlarından.