İnanan insan , inancını kuru bir kültür olarak algılamamalıydı... Çünkü inanç bir hayat biçimiydi. Yaşama modeliydi. Neye, ne kadar ve nasıl inanıyorsa; onu o kadar ve o şekilde yaşamalıydı.
Dedem diyor ki ,geçmiş zamanların birinde, bir han başka bir hanı tutsak almış. Bu han tutsağına:"Eğer istersen benim kölem olarak yanımda kalır , uzun zaman yaşayabilirsin. İstemezsen, en büyük arzunu yerine getirir, sonra da seni öldürürüm ," demiş.Tutsak han düşünüp cevap vermiş :"Köle olarak yaşamak istemiyorum, beni öldür daha iyi. Ancak öldürmeden önce , benim vatanımdan herhangi bir çobanı buraya getirmeni istiyorum." -" Ne yapacaksın o çobanı?"-"Ölmeden önce ondan bir türkü dinlemek istiyorum." Dedem diyor ki , işte böyle, vatanlarının bir türküsü için canlarını feda eden insanlar varmış. Böyle insanları görmeyi ne kadar isterdim.