Genel olarak hepimizin dönemsel olarak olumsuz olaylar yaşadığımız zamanlar olmuştur. Mental açıdan bizi epey yoran süreçlerdir. Bu süreçlerin oluşum ve gelişim mekanizması biz insanların kontrolü dışında gelişebilir. Bazen ise hatta çoğu zaman kendi yaptığımız hataların bedelini en ağır şekilde öderiz.
Yazının devamı okumak için👉 lavinyadergisi.com/product/details...
Hepimizin hayat şartları ve yaşam koşullarının farklı olduğu bir yer yüzünde yaşıyoruz. Bireysel olarak hepimizin içerisinde yaşadığı zorluklar elbet vardır. Her insan kendi içersin de bir şeyler yaşar ve muhasebe eder. Bazen içine attıkları olaylar yüzünden bazen de tepki verdikleri olaylar yüzünden toplum içersin de ya çok sessiz ya da çok sesi çıkan bir insan olarak kabul edilirsiniz. İşin aslı da hiç kimsenin seni anlamadığından ibaret. Anlamalarını beklemiyorum fakat bir de çok konuşmaları yok mu? Ah şu insanlar! Hayatlarını birilerini eleştirmek, kıskanmak, küçümsemek, ötekileştirmek için boşuna oksijen harcıyorlar. Oysa sadece kendileri için gayret etseler her şey çok rahat çözülecek. Sadece kendiniz için yaşamayı öğrendiğiniz gün; fark ediyorsunuz ki hayat her ne olursa olsun yaşamaya değer.
Devamı👉 lavinyadergisi.com/product/details...
Yalnız hissediyorum, aslında bu hissetmek değil! Her şey donmuş gibi. Düşünemiyorum, algılayamıyorum ve en acısı da hissedemiyorum. Çünkü bu ciddi manada psikolojik olarak çöktüğümün kanıtıdır. Bedenim de fiziksel yorgunluktan ziyade mental yorgunluk mevcut. Sahi düşünüyorum da insan; yalnız hissettiği anda dahi kendisiyle baş başa kalıyor. Gerçi benim hayatım da bu hep böyle olmuştu...
"DEVAMINI OKUMAK İÇİN"
👇👇👇
lavinyadergisi.com/product/details...
Karışık fakat güçlü duyguların etkisi ile unutmadığım daha doğrusu unutmak istemediğim hayat notlarımı hatırlamayalı epey bir zaman olmuştu. Fakat ne yapılan iyiliği ne de kötülüğü asla unutmuyorum! Hislerim ve sezilerim doğrultusunda yapmış olduğum tahminler; test ile doğru tanıyı koyduğumu gerçekliği ile yüzüme sertçe vurmuştu. Tahmin etmek pek acı olmasa da doğru çıkması açıkçası sarsmıştı. Hayatın, bir puzzle olduğunu kabul etmekle birlikte puzzle’ın parçaları olduğu gerçeğini de kabul etmiş oluyoruz. “Hayat puzzle” diye adlandırdığımız bu oyun içerisinde birçok duyguyu barındırıyor. Hayat Puzzle’ı pozitif ve negatif anlamda genel olarak ikiye ayrılarak var olan duygu bütünlüğünü bölüyor.
Yazının Devamını Okumak İçin 👉 lavinyadergisi.com/product/details...
Biliyoruz ki gecenin ilerleyen saatleri hepimiz için duygu yoğunluğu ve his bakımından oldukça ağır geçiyor. Ağır geçiyor çünkü kendimizle en çok baş başa kaldığımız saatler. Gündüz güneşin ışığıyla aydınlanan dünyamızı geceleri ay ışığında aydınlatıyoruz. Fakat gündüz içerimizde bastırmış olduğumuz duygu, düşünce, fikir ve hislerimiz geceleyin bir lav gibi gün yüzüne çıkıyor. Yüreğimizi yakıyor. Geceler, kor olmuş yangımızı adeta rüzgâr gibi eserek yeniden canlandırıyor. Yeniden alevlenen kor tabiri caizse yüreğimizi, ciğerimizi yakıyor! İçimizdeki yangını söndürmeye hiçbir pınarın suyu kifayet etmez. Yalnızlığımı iliklerime kadar hissettiğim bu saatlerde anılarım resmen şimşek gibi kafamın içinde çakıyor. Eminin bir çoğumuz böyle hissediyor ve yaşıyoruz. Ne güzel söylemiş Onur AKIN; Geceler öyle bir gaybana gaybana gaybana Geceler öyle bir kötü dinli gavur gavur ki sorma Yoğun, karmaşık, düşünceli hisler arasında gel git yaşarken yazmış olduğum bu satılar umarım siz değerli okuyucular için olumsuzluk teşkil etmez.
Yazının devamı için: lavinyadergisi.com/product/details...
Kıymetli okur @Hekimoglu_ Olumlu ve güzel düşüncelerinizi yazıya dökmüş olduğunuz için teşekkür ederim. Anlıyorum ki yaşanan bu gerçek hikaye kendinizden bir parça bulmanıza vesile olmuş. Sizi çocukluğunuza götürerek toplum içerisinde ki yanlış hiyerarşileri fark etmenize vesile olmuş. "Masum Kalpler ve Yargısız İnfaz" ince ve anlamlı bir başlık olmuş...
SORGULUYORUM ÇÜNKÜ BENDE BU TOPLUMU OLUŞTURAN BİR UNSURUM!
Fark ettim ki hayatımın son dört yılı içerisinde kendimi toplumsal sorunların neden ve hangi sebeplerden ötürü oluştuğunu ve geliştiğini sorgulamakla geçiriyordum. Evet evet sorguluyordum. Çünkü bende bu toplumu oluşturan bir unsurum! Biz toplum olarak kendimizi sorgulamıyoruz. Biz diyorum çünkü toplumu oluşturan sen, ben, o yani biz! Genel olarak mantıksal düşünmekten daha çok duygusal davranmayı tercih ediyoruz. Muhtemelen bize zarar veren şey de bu olsa gerek. Duygusal düşünmek de hayatın bir parçası fakat “her şeyin fazlası zarar” kaidesinin gerçekçiliği ile birlikte fazla mantıksal davranmanın da bize zarar verebileceğini düşünmek ve iyi anlamak gerekiyor. Sanırım toplum olarak bizim yetiştirilme tarzımız ile alakalı çok büyük hatalar ve yanlışlar var. Silsile oluşturarak hızlı bir şekilde sorunlar oluşmaya ardından gelişmeye başlıyor. Bir insanın kendisini yetiştirmesi nerede başlar? Bu sorunun cevabı hiç kimseye göre değişemez veya değişkenlik gösteremez! Çünkü yetişkin bir bireyin kendini kazanması ve topluma faydalı olması çocukluk döneminde başlar.
DEVAMINI OKUMAK İÇİN: lavinyadergisi.com/product/details...
Değerli okurlarıma ve tüm insanlığa ithafen…
Küresel dünyanın geldiği noktada, insanların karakterlerinin, hal ve hareketlerinin, tavır ve davranışlarının geçmişten günümüze ne gibi veya nasıl değişiklikler gösterdiğini anlatmaya çalışacağım. Buna nelerin sebep olduğunu, toplumu nasıl etkilediğini, çocukluktan ergenliğe ve oradan da yetişkinliğe kadar olan insan yaşantısını, teknolojinin etkisini ve insanın bundan ne şekilde yararlandığını, taşlaşmış binaların arasında akıp giden hayatları ve aynı zamanda insanların birbirlerine karşı samimiyetsiz tavırlarıyla birlikte tükenip kaybolmaya yüz tutmuş güvenlerini irdeleyeceğim. İnsanların kendisine ve topluma olan saygısının, nasıl ve neden yok olmaya yüz tutmuş olduğunu anlamaya size de anlatmaya uğraşacağım. Kimi insanın özgüveninin bitmiş, kimi insanınkinin de bitmeye yüz tutmuş olduğu günümüzde; bazılarının her ne olursa olsun, özgüvenini asla yitirmeden hayatına nasıl yön ve şekil verdiğini aktarma gayretinde olacağım.
.
.
.
Yazının Devamını Okumak İçin Linke Tıklamanız Yeterli...
👉 lavinyadergisi.com/product/details...
Hak ediyorum her milimini bu dik gülüşün
Ayna elimde, durur yara izi, içim üşütür
Yine düşsem yine yenilsem sil baştan
Ne mümkün yıkılmak, yine doğruldum bak