İnsanın ödevi kendini geliştirmektir; [ruhunu-dimağını] inceltmektir ve kendisini yoldan sapmış bulduğunda [yoldan çıkanı] ahlaki yasanın boyunduruğu altına sokmaktır.
Eskiler olduklarından çok daha az görünürlerdi. Bunlar, olmayanı pazarlamanın arayışı içindeler. Onlar, ''varlığını bilinmezlik toprağına göm, çünkü gömülmeyen şey meyve vermez'' derlerdi.
Kadercilik ve uyuşukluk, çevreyle baş edememenin doğal sonuçlarıdır. Deneysel olarak aşırı yüklemeye maruz bırakılan bir kobay da sonunda sessizce bir köşeye çekilir ve ayaklarını ağzına götürerek amaçsızca çiğner.
İnsan hem yapan hem bozan, hem seven hem kıran bir varlıktır. Bu çelişki kendisini ve diğer insanları anlayabilmesini güçleştiren en önemli etmenlerden biri olmuştur.
"İfade edemediğim bir eksiklik hissi var içimde, Hikmet oğlum. Sanki her şey başka türlü olabilirdi, başka türlü oynanabilirdi." Odadan çıktı, kapıyı yavaşça kapadı.
Bir insan bu kadar yalnız bırakılırsa, elbette sonunda eserlerini bitirmekten ve her eserin yaratılması sonunda içine düşülen büyük boşluktan çekinir. Eserini tamamlamayı, hayatını tamamlamak addeder.
İnsan özü gereği akıl sahibi bir hayvan olduğu için onun bir insan olarak yapması gereken akla uygun yaşamaktır. Bu haliyle aklın mükemmelleştirilmesi erdemdir, doğanın yoluyla erdemin yolu birbirinden ayrı değildir.
Bu düzmece oyun sona ermeli. Kendi benliğimizi bulmalıyız. Yalvarıp yakarmaktan vazgeçmeliyiz. Rüyalarımızı gerçekleştirmeye çalışmamalıyız. Gerçekleri rüya yapmalıyız.
Ben oburum albayım: Düşüncelerimin meyvalarını yemek istiyorum, aşkımın meyvalarını yemek istiyorum hemen. Korkuyu yenmek istiyorum. Kalabalık istiyorum. İsteklerle zenginleşilmiyor albayım.
İnsan cani de olsa, ona saygı gösterilmeli, değil mi? Çünkü efendim, insan cani olunca kendine saygısını kaybediyor; daha doğrusu, kendine saygısını kaybedince cani oluyor.
Düşüncelerin gücünü size ancak şöyle açıklayabilirim: Saatlerdir hiçbir şey yemedim ama boğazımda beni kusturacak bir şey var. Belki bir türlü yenemediğim korkularımın nesnesi, belki de yaşadığım hüznün meyvesi. Her türlü rahatsız ediyor, yanaklarımı ıslatıyor.