Varoluşu anlamsız bulanları anlamıyordu ona göre varoluşun sorunu nihayetinde anlamsız değil aşırı anlamlı olmasıydı katlanması zor olan da anlamsızlığı değil sonsuzcasına uzayıp giden anlamlarıydı
Söz vermiştim kendi kendime:yazı bile yazmayacaktım.yazı yazmak da,bir hırstan başka neydi? Burada namuslu insanlar arasında sakin,ölümü bekleyecektim.Hırs,hiddet kime gerekti yapamadım koştum tütüncüye kalem kâğıt aldım oturdum Ada’nın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkardım.kalemi yonttum yonttuktan sonra tuttum öptüm.Yazmasam deli ölecektim
Tamamıyla ciddi olarak söyleyeyim ki,böcek olmayı çoğu zaman arzuladım.Yazık ki buna bile layık olamadım.Baylar yemin ederim ki her şeyi fazlasıyla anlamak bir hastalıktır gerçek tam manasıyla bir hastalık
Hayatın getirdiklerine razı olmak,onlarla oyalanmak,hatta bir tür tembellik.Uzun,yok edici bir tembellik.Bu insanlar neden muhafazakar olmasınlar? Belki de sahiden mutluydular,küçük şehirleri aşacak hayalleri yoktu,vardıysa da çoktan unutmuşlardı