... fakat inanç, herkes için her daim mübarek olsun, gücünden yararlananların yolu üzerindeki dağları bir kenara ittiği gibi, onları çok daha azgın sulardan bile hiç ıslanmadan geçirtebilir.
Kız kardeşime anlatırdım, çünkü beni anlardı. Sözcüklerle arası iyiydi. Hem her şeyi kavrayacak kadar bizden, hem her şeyin dışında kalabilecek kadar yabancı tek o vardı. Ailenin kara koyunuydu.
Yaşlılıkla ilgili söylenecek iyi bir şey yok pek dediğinde ona katıldım ve sonra bir iyi tarafı var dediğinde nedir dedim. Fazla uzun sürmüyor dedi. Gülsün diye bekledim ama gülmedi.
'Şeytan'a inanıyor musun?'
Küçükken inanıyordum herhalde. Orta yaşlarda inancım biraz azalmıştır. Şimdi tekrar inanmaya meyilliyim. Başka açıklaması olmayan bir yığın şeyi açıklıyor. En azından benim için başka açıklaması yok.
Bu hayatta dünyaları verseler değişmeyeceğin bir şeyin varsa onu kaybetme ihtimalinin ne kadar yüksek olduğunu anlamak için on dokuz erken bir yaş değil.
İnsanlar hak etmedikleri halde başlarına gelen kötü şeylerden şikayet ederler ama iyi şeyleri dile getirmezler pek. Onları hak etmek için ne yaptıklarını söylemezler. Ben yüce Tanrı'nın beni bu kadar kayırması için pek bir şey yaptığımı hatırlamıyorum. Ama o kayırdı.