Mesele sırf yaşlanmak değil. Keşke öyle olsa. Ne yapmayı göze alabileceğin bile değil. Bu işi yapabilmek için zaten ölmeyi göze almak gerektiğini başından beri biliyordum. Ta en başından beri. Kendimi methetmek için söylemiyorum. BU İŞ BÖYLE. ÖLMEYİ GÖZE ALAMIYORSAN KARŞINDAKİ DE ANLAR. ANINDA FARK EDER. Bence mesele nasıl biri olmayı göze alabileceğin. Bana kalırsa insanın ruhunu tehlikeye atması demek bu. Ben bunu yapmam. Şimdi düşünüyorum da belki eskiden de yapamazdım.
..büyük bir çavdar tarlasında oyun oynayan çocuklar getiriyorum gözümün önüne. Binlerce çocuk, başka kimse yok ortalıkta -yetişkin hiç kimse,yani- benden başka. Ve çılgın bir uçurumun kenarında durmuşum. Ne yapıyorum, uçuruma yaklaşan herkesi yakalıyorum; nereye gittiklerine hiç bakmadan koşarlarken, ben bir yerlerden çıkıyor, onları yakalıyorum. Bütün gün yalnızca bu işi yapıyorum. Ben, çavdar tarlasında çocukları yakalayan biri olmak isterdim. Çılgın bir şey bu, biliyorum, ama ben yalnızca böyle biri olmak isterdim. Biliyorum, bu çılgın bir şey."
"O şarkıyı biliyor musun, hani " Yakalarsa birini biri, çavdarlar arasında," diye? Ben işte.."
"O öyle değil, "Rastlarsa birine biri , çavdarlar arasında," olacak! Şiir bu, Robert Burns'ün."