Kızmıştım arkadaşıma,
Söyledim öfkemi, dindi öfkem,
Kızmıştım düşmanıma,
Söylemedim öfkemi, büyüdü öfkem.
Ve korkularla suladım onu,
Gece gündüz gözyaşlarımla
Ve tebessümlerle güneşlendirdim,
Hilekâr tatlı cilvelerle.
Ve gece gündüz demeden büyüdü,
Sonunda bir elma verdi parlak
Ve düşmanım ışıdığını gördü,
Biliyordu ki, o benimdi.
Kutbun üstünü peçeyle örttüğünde gece,
Gizlice girdi bahçeme,
Sabah mutlulukla gördüm ki,
Düşmanım serilmiş ağacın dibine.
‘Aşk memnun etmeye çalışmaz Kendini,
Ne de umursar kendi iyiliğini,
Ki başkasına verir tesellisini,
Ve kederinde Cehennemin, bir Cennet kurar.’
Böyle dedi, sığırların çiğnediği
Bir topak Kesek,
Ne de umursar kendi iyiliğini,
Ki başkasına verir tesellisini,
Ve kederinde Cehennemin, bir Cennet kurar.’
Böyle dedi, sığırların çiğnediği
Bir topak Kesek,
Ama şakıdı ırmaktaki Çakıl Taşı,
Şu uyaklı dizeleri:
‘Aşk yalnızca Özü arar memnun etmek,
Kendi sevinciyle kuşatmak için bir diğerini,
Başkalarının sevincinde yitirir teselliyi,
Ve nefretinde Cennetin, bir Cehennem kurar.’
Yabancı çocuk şimdi sadece havada yüzen bir çift gözden ibaretti. "Işın yüzünden. Ve tabii Kule yüzünden. Sonunda her şey, hatta Işınlar bile Kara kuleye hizmet eder. Sen farklı olacağını mı sandın?"
Acılı bir dünyadaydım
Tek başımaydım
Bir suydu ruhum durgun ve ürkek
Kibar, mahcup Eulalie karım oluncaya dek –
Güleryüzlü Eulalie karım oluncaya dek.
Gecenin yıldızları
Oy, daha az ışıklı
O parıldayan kızın gözlerinden!
Buharın
Al rengiyle sedef ay’ın
Yaptığı benekler yarışamaz asla
Şenşakrak Eulalie’nin ışıklı gözleriyle –
Dağınık saçlarının bakımsız belikleriyle!
Kuşku bitti – Acı bitti
Dönmemek üzere gitti
Ama ruhu ah üstüne ah çektirmede,
Ve bütün gün yanarak
Astarte güçlü, parlak
Işıyor gökyüzünde,
Bakıyorken Eulalie genç kadın gözüyle ona –
Bakıyorken Eulalie menekşe gözüyle ona.
Yazan: John Chambers
"Sana bir avuç tozda korkuyu göstereceğim." T.S. "BUTCH" ELİOT
"Ilk düşüncem, onun her sözünün yalan olduğuydu."
ROBERT "SUNDANCE" BROWNING.
Silahşor Gerçek.
Roland Gerçek.
Mahkûm Gerçek.
Gölgelerin Hanımı Gerçek.
Mahkûmla Hanım evli. Bu Gerçek.
Durak Yeri Gerçek.
Konuşan İblis Gerçek.
Dağların altından geçtik. Ve bu da gerçek.
Dağın altında ejderhalar vardı. Bu da gerçek.
Içlerinden birinin bacaklarının arasında bir Amoco benzin pompası vardı ve bu penisiymiş gibi davranıyordu. Bu gerçek.
Roland ölmeme izin verdi. Bu gerçek.
Onu hâlâ seviyorum.
Bu da gerçek.