Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

S.

S.
@Selindrmzz
Aşk, insanoğlunun sonsuz dansıdır. Bu dans, bazen lirik ezgilerler romantik ve yumuşak bir tempoda bazen de korkunç ritimlerle çığlıklar içinde, geçmişten geleceğe sürüp gitmektedir. Yeryüzü platformunda olup da sonsuz dansa katılmayanlar, onun temposuna uyarak dönüp durmayanlar var mıdır bilemem...
Reklam
Platon'un Şölen'indeki ünlü efsane geldi ansızın: Tanrı onları ortadan ikiye ayırıncaya kadar bütün insanlar hermafroditti, o zamandan beri bu yarılar birbirlerini arayarak dünyanın dört bir bucağında gezinip duruyorlar. Aşk dediğimiz yarıyı özleyişimizdi işte.
İnsan henüz epeyce gençse ve yaşam denen müzik parçası hala açılış notalarındaysa, yaşamın şurasını burasını değiştirip yeniden yazabilir, karşısındakiyle motif değiştokuşu yapabilir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Mükemmelliğe yazıya eklenecek hiçbir şey kalmadığında değil, çıkarılacak hiçbir şey kalmadığında ulaşılır.
"Artık uyumayın, Macbeth uykuyu öldürüyor!" diye bağırdı. Masum uyku; cefa tarazlarını düzelten, her günün yaşamını sona erdiren uyku; sıkıntıların, güçlükleri yıkanıp yorgunluk giderdiği su, zihin yaralarına şifa olan merhem, doğanın en büyük ikramı, yaşam denen ziyaretin baş yemeği...
Reklam
Mutluluğun gizi dünyanın bütün harikalarını görmektir, ama kaşıktaki iki damla yağı unutmadan.
Büyükbabam evin içinde hazine avı oynamaya bayılırdı, gerçek hediyeme giden ipucu zincirleri. Her hazine avı, ödülüm alacağımı temin eden bir karakter ve erdem sınavıydı. Ve sınavlar asla kolay olmazdı.
İçimde dışarı çıkmak isteyen bir şey vardı, ben onu yaşamaya çalışıyordum yalnızca. Neden böylesine güçtü bu?
Bir gemiciydi artık Recep, vardiyada... Uzakları gözlemesi gerekiyordu. Gözü ilerde olmalıydı gemicinin. Geride olanları bağışlamazdı şu acımasız Karadeniz.
Sayfa 334
Bir yerlerde meşhur bir alıntı okumuştum. Yaşadığımız her günün bize sunulan ikinci bir şans olduğunu söylüyordu. Bunu değerlendirmek elimizdeydi aslında, ancak çoğunlukla yapmıyorduk.