Yolun düşerse kıyıya bir gün
ve maviliklerini enginin
seyre dalarsan,
dalgalara göğüs germiş olanları hatırla,
selamla, yüreğin sevgi dolu
çünkü onlar fırtınayla çarpıştılar eşit olmayan savaşta
ve dipsizliğinde enginin yitip gitmeden
sana liman gösterdiler uzakta.
Ne âşığı olmayı becerebildim ne de arkadaşı. Onu satın alan adam olmayı dahi beceremedim... Fakat beni sevebilirdi; her şey farklı olsaydı, ona daha farklı davransaydım, kalbine dokunabileceğim o ince anı kestirebilseydim, ruhuyla bana teslim olabileceği, sıradan ve herşeyi kesin olarak belirleyebilecek bir akşamda doğru zamanı ve doğru yeri kullanabilseydim, kendimi ona sevdirebilseydim... Fakat tüm ihtimaller uçup gitti. O zamanlar aşk, şimdi aramıza dağların girmesi ne kadar kaçınılmazsa o kadar kolay olabilirdi. Fakat kalbini kaybettim, tenini kaybettim, aşk tuzla buz oldu. Bu tüm beklentilerimin sonu oldu. Elveda. Defneler kesildi, artık gitmeyeceğiz ormana.
"Ölülere acıyoruz, sanki ölümlü hissediyorlarmış gibi. Oysa onlar huzur içindeler. Ama hayatımızın anlamını kaybetmesi, kalbimize sen artık geriye hiçbir şey bırakmadın ne bir çiçek diktin ne bir kulübe yaptın demektir! Yok olmak zorundasın demesi var ya! İşte bu, eşsiz bir acı, bütün mahvoluşun sonu gelmez bir duygusu! Ah! Ruh daima özlem dolu olabiliyor, bu kadar cesaretsiz olsa da!
Hep birşeyler aradım, ama insanların karşısında gözümü açmaya cesaret edemedim. Öyle anlarım oldu ki bir çocuğun gülmesinden korktum."
"Bütün varlığı bir unutma, benliğimizin bir dilsizleşmesi vardır ki o zaman sanki her şeyi bulmuş gibi oluruz.
Her varlığın bir dilsizleşmesi, bir unutması vardır ki o zaman sanki her şeyi unutmuş gibi oluruz, ruhumuzun bir gecesidir bu ve ne bir yıldız parıltısı ne de çürümüş bir ağaç bizi Aydınlatır."
"Tüm insanı duyguların başlangıcında, soylu heyecanlardan meydana gelen ilkel bir çiçek filizlenir. Bu çiçek mutluluğun sadece anılarda kaldığı, şöhretin de yalandan ibaret olduğu anlaşılana dek yavaş yavaş solar."
"gerçek dinmi? bütün dinler kendilerine inanan halkları ruhsal olarak yaşattıkları ve onları ölmek için doğmak zorunda oldukları konusunda teselli ettikleri kadar gerçektir,her halk için en gerçek din kendisininki, kendi yarattığı dindir."