Mekân, zaman gibi unutkanlık getirir ve bunu bir insanı tüm ilişkilerinden koparıp onu özgür ve aslına dönebilecek bir duruma getirerek yapar ve gerçekten de bir anda ayrıntılara meraklı ya da ilkelerine bağlı birini bir serseriye dönüştürebilir.
1920’ li yıllarda Londra ve Hong Kong şehirlerinde geçen bir olay örgüsü var.
Kitty karakterinin çığlığı ile başlıyoruz kitaba ve perde açılıyor. “Ne oluyor?” Sorusu ile okumaya devam ediyorum. İlk sayfada Kitty’ nin kocasını ( Walter) aldattığını kolaylıkla anlıyorsunuz zaten. Fakat kocasının bunu anlayıp anlamadığından tam emin olamamakla birlikte kocasını aldattığı kişinin (Charlie) her daim kendisinin yanında olacağından, kendisine deliler gibi aşık olduğundan, ne olursa olsun kendisini bırakmayacağından o kadar emin ki!
Fakat kitap ilerledikçe hiçte öyle biri olmadığını çok ağlasa da çok sızlasa da öğreniyor. Çünkü Walter Kitty’ nin kendisini aldattığını öğreniyor. (Charlie’ nin de evli olduğunu ve 2 çocuğunu da göz önüne alırsak.) Kitty ‘e bir anlaşma teklif ediyor ama anlaşma Kitty’ e pahalıya patlıyor çünkü Charli’ nin gerçek yüzünü görüyor. Ve bakteriyolog olan Walter ile kolera salgını bölgesi Mei-tan-fu ‘ ya doğru yola çıkıyor.
Bundan sonraki süreç; Kitty’ nin kendini, olanları, yaşanılanları düşündüğü bir tür ruhanî uyanış yaşadığı süreç.
Kitapta Kitty bu durumda olmasının suçunu çoğu yerde annesine yüklemiş ama başkasını suçlamak her zaman kolay olanı sanırım.
“Walter’ ı hiç sevmedim.” cümlesi kitabın çoğu yerinde yer alıyor. Fakat Kitty’ nin Charlie ile yasak aşk yaşamasına neden mi olmalı mıydı bu durum?!
Cevabı size bıraktım.
Boyalı PeçeW. Somerset Maugham · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20162,854 okunma
Her şey çok kısa sürerken ve hiçbir şey çok önem taşımazken, insanların önemsiz nesnelere saçma anlamlar yükleyip, kendilerini ve etrafındakileri üzmeleri acınası bir durumdu.
Sayfa 138 - iş bankası kültür yayınlarıKitabı okudu
“Kitaplar yazılmıştı.” nakaratı Martin Eden’in kafasının içinde ne kadar dönüp durduysa benim de kafamın içinde o kadar dönüp durdu. Var olan bir amaç. Bu amacına ulaşmak için bu kadar hırs, bu kadar azim, bu kadar fedakarlık ( hayatından, sağlığından vs.) … Bu kadar çabayı okudukça ben olsam artık pes ederdim düşüncesi. İnadın, azmin, hırsın,
Özgürlük hakkında konuşan çok… Kutsal Hazine gibi bir şey. Çocukluğumuzdan itibaren lafını duyuyoruz, var olduğuna kesinlikle inanıyoruz ama nerede bulunduğuna gelince, herkesin bildiği yer ayrı.