Yüce Mevla bazen sana göndereceği iyiliği, başkalarına yapacağın iyliğin arkasına saklar. ( ama sen yine de bunu dahi aklına getirmeden yap yapacağını)
Ne yazık ki hâlâ bazı şeylerin mümkün değil böyle olamayacağına kendiliğimden karar verip, olsa olsa böyledir, diye iyiye yorma hamakatını göstermeye devam ederim benzer çoğu durumda. Bedelini çok kereler acı acı ödesem de değiştiremediğim saflıklarımdan biridir bu. Belki de zorunlu tek seçeneği kendim için daha sevimli ve kabul edilebilir kılma çabasıdır aklımın seçtiği bu yol, bilemiyorum. Böyle zamanlarda isyan edemeyeceğini düşündüğünden, ikna olmayı o denli hevesle ister ki aklım, görmezden gelirim. Sadece o olsa iyi. Başka seçeneği olmadığına inanmışsa, elindekini olanin en iyisi olduğu
için tercih ettiğini düşünmekteki gururu, gerçeği olduğu gibi görmeye tercih edebilir. İlk duyulduğunda hayata olumlu bakmak gibi görünen bu durum giderek gerçeklik algıimızı bozma tehlikesi taşır ne yazık ki. Yine de sonuç illa da kötü olmayabilir. Olduğu gibi aldığınızda çok yıkıcı olabilecek gerçekler, onları makul bir şekilde hayra yorduğunuzda içlerinde barındırdıkları cüzi hayırların ortaya çıkmasına ve sonucun oraya evirilmesine yardim edebilir.
Bir başina geldi dünyaya. Yolu da bir başına yürüyecek
çoğumuz gibi. llk günden ürkmüşler ondan biraz. Rengini sevmemişler. Belki de o sebeple yüz gözetleyerek başladı hayata. Eğer yetenek denirse buna, bir kımıltyı daha başlamadan hisseder, kimsenin duymadığı, henüz ağızdan çıkmamış sesleri duyardı. Yalnız kaldığındaki sessizliği nasıl sevmesin böyle bir çocuk? Radarların içine çevirmese daha bir uçacak sevinçten bu kısacık anlarda. Her yer çok kalabalık. insanlar çok sesli. Yüzler çok konuşkan. Bütün sesleri duyan, bütün yüzleri okuyan çocuk çok yorgun
Bu bombardımandan kaçmak için etrafindakilerin hürmet edeceği bir yalnızlık bulabilme çabasıyla sarıldı kitaplara. Okumak hürmet edilecek bir eylemdi. Böylelikle kaçışı sorgulanmaz, kolundan tutulup olayların ortasına çekilmez, "Bırakın okusun." denirdi. Üstelik okurken yüzler gözetlenmez, biraz gayret edince sesler de duyulmazdı...
"Başka bir insanın hakikati, onun sana açıkladığı şey değil, açıklayamadığı şeydedir. Bu yüzden onu anlamak istersen söylediğine değil, söylemediğine kulak ver.'' Halil Cibran
Her şeyden önce sen de gayet iyi bilirsin ki nitelikli yazarın okuyucusu da nitelikli olur. Nitelikli okuyucu da yeni yetmeler gibi önüne gelene hayran olmaz. Olsa olsa "Dikkatimi çekti yazdikları." der. "Bayildım, harika, olağanüstü." filan demez kolayina. Sonra iyice beğendiğine kanaat getirip bu beğenisini içselleştirene kadar ölçer biçer, evirir çevirir, mukayese eder, yazıyla ilk karşılaştığında ortaya çıkan heyecanın geçmesini bekler. Serinkanlıdır yani nitelikli okuyucu.
Sonu kutsal topraklara ve günahlardan arınmaya varan bu mübarek yolculuk tabi ki Müslümanlar için çok önemli bir ibadet. Ayrı bir bakış açısıda var ki hanımlar için anlamı daha da boyutlu. Bu farklı boyutlar dinimizce tespit edilmiş ki Peygamber Efendimiz ص kendisine cihad hakkında soru sorulduğunda Haccın hanımların cihadı olduğunu söylemiş. Kitapta da bahsedilen çeşitli sebepler Haccın hanımların cihadı olmasının sebebi açıklıyor. Hacc ikliminden bizlere bahseden yazarlarımızda kalbi muhabbetleri ile bize bu güzel ibadeti aksettirmiş olacaklar ki o güzel mekanların maneviyatı bizlere de geçiyor adeta.
Hac ve KadınHuriye Martı · Diyanet Vakfı Yayınları · 07 okunma
Bu kitap okuma grubumuzun listesi içindeydi. Ben grubun gerisinde kalmıştım o sebeple kritiğine katıldığımda kitabın dilinin beğenilmediği yorumu, psikolog tavsiyeleri olmak için uygun olmadığı yorumları yapıldığından negatif bir taraftan kitaba başlamıştım. Ama sonuç olarak grupla aynı fikirde olmadım. Kitaba psikolojik terim ve analizler eşlik etmiyor. Bu beklenti ile başlamayın. İyi ki de etmiyor diyebiliriz, zaten artık günlük hayatımızda hepimiz birer psikolog(!) olmadık mı?
Ben kitabın yazım dilini gelmiş geçirmiş, görgülü ve öngörülü bir hanımın hayat deneyimlerinden çıkardığı güzel öğütler olarak tanımlamak istiyorum. Psikoloji deyince salt bilgiler duymak mı gerektir illa? Bizim topraklarımızın bilge kadınlarınında çok güzel yönlendirmeleri vardır hayata dair. Bu kitapta bilgece öğütler veriyor. Kurduğu cümleler altında her kesimin anlayışına uyacak çok kıymetli alt metinler var. Kişisel olarak kendini anlama, evlilik ve aşk hakkında beklentileri gerçeklik zeminine oturtma, modern zamanın çocuğa küçük bir canavar ve annenin vazgeçişlerini temsil eden bakış açısına manevi yorumları, modernitenin tanımladığı kadın ve modern kadın olmanın doğurduğu farkedemediğimiz problemler ve kadın olmaktan korkmamak başlıklı konulardan bahsettiğini söyleyebileceğimiz, yaşamaya farkında olmadan alıştığımız modern hayatlarımıza güzel bir yorum olmuş bu kitap.