Birinci kitapta beni kalpten etkileyen birçok öykü vardı. İkinci kitapta aynı hisler ben de uyanmadı. Yine de parça parça kısa öyküler olması zihninizin dinlenmeye ihtiyacı olduğu bir zamanda sizi dinlendirebilir. 4 saat gb bir sürede tamamladım.
Bir kelimenin ilk olarak ne zaman ortaya çıktığı, hangi kaynaktan geldiği, ses ve anlam olarak dönüşümünü inceleyen bilim olan etimoloji ilgimi çeken bir ilimdi. Kelime sahibi olabilmek özel bir var'lık göstergesi çünkü. Kullanmayı iyi bilen ustası için müthiş bir güç. Bir kelime sahibünden çıktığı anda şerrinden ne kendi ne başkasını emin kılabilir. İşte bu harika güç kaynağının membaı, bize ulaşana kadar ki değişimi, dönüşümü, zaman zaman yoldan çıkışını okumak ve öğrenmekte ilgilisine zevk veren bir süreç. Abartılı bulunmazsa insanı, hayatı anlamakta bir anahtar mesabesinde bile denebilir. Hele ki bu kelimeler Kur'an ışığında Tanrı ve insan arasındaki ilişkiyi tanımlamada faydalı olacaksa.. Izutsu'nun kelimeleri kavramlaştırarak birbirleriyle ilişkili kelimeleri gruplandırarak doğru anlama klavuzu yöntem olarak çok harika bir yöntemken, İslama bakış açısı ve anlamlandırmadaki bazı eksiklikler bu yöntemin doğru sonuç vermesine engel oluyor. Yine de bakuş açımızı genişletmek bir cümleyi bütün olarak anlamak önemli lakin parça parça o kelimenin kökenine inmek anlatılmak istenen manayı daha boyutlu anlamlandırmamıza fayda saplayacağından okuyucu için istifadeli bir kitap. Daha çok akademik dil kullanıldığı için herkese tavsiye değildir.
Yüce Mevla bazen sana göndereceği iyiliği, başkalarına yapacağın iyliğin arkasına saklar. ( ama sen yine de bunu dahi aklına getirmeden yap yapacağını)
Ne yazık ki hâlâ bazı şeylerin mümkün değil böyle olamayacağına kendiliğimden karar verip, olsa olsa böyledir, diye iyiye yorma hamakatını göstermeye devam ederim benzer çoğu durumda. Bedelini çok kereler acı acı ödesem de değiştiremediğim saflıklarımdan biridir bu. Belki de zorunlu tek seçeneği kendim için daha sevimli ve kabul edilebilir kılma çabasıdır aklımın seçtiği bu yol, bilemiyorum. Böyle zamanlarda isyan edemeyeceğini düşündüğünden, ikna olmayı o denli hevesle ister ki aklım, görmezden gelirim. Sadece o olsa iyi. Başka seçeneği olmadığına inanmışsa, elindekini olanin en iyisi olduğu
için tercih ettiğini düşünmekteki gururu, gerçeği olduğu gibi görmeye tercih edebilir. İlk duyulduğunda hayata olumlu bakmak gibi görünen bu durum giderek gerçeklik algıimızı bozma tehlikesi taşır ne yazık ki. Yine de sonuç illa da kötü olmayabilir. Olduğu gibi aldığınızda çok yıkıcı olabilecek gerçekler, onları makul bir şekilde hayra yorduğunuzda içlerinde barındırdıkları cüzi hayırların ortaya çıkmasına ve sonucun oraya evirilmesine yardim edebilir.
Bir başina geldi dünyaya. Yolu da bir başına yürüyecek
çoğumuz gibi. llk günden ürkmüşler ondan biraz. Rengini sevmemişler. Belki de o sebeple yüz gözetleyerek başladı hayata. Eğer yetenek denirse buna, bir kımıltyı daha başlamadan hisseder, kimsenin duymadığı, henüz ağızdan çıkmamış sesleri duyardı. Yalnız kaldığındaki sessizliği nasıl sevmesin böyle bir çocuk? Radarların içine çevirmese daha bir uçacak sevinçten bu kısacık anlarda. Her yer çok kalabalık. insanlar çok sesli. Yüzler çok konuşkan. Bütün sesleri duyan, bütün yüzleri okuyan çocuk çok yorgun
Bu bombardımandan kaçmak için etrafindakilerin hürmet edeceği bir yalnızlık bulabilme çabasıyla sarıldı kitaplara. Okumak hürmet edilecek bir eylemdi. Böylelikle kaçışı sorgulanmaz, kolundan tutulup olayların ortasına çekilmez, "Bırakın okusun." denirdi. Üstelik okurken yüzler gözetlenmez, biraz gayret edince sesler de duyulmazdı...