Nietzsche, "İnsanın Tanrı tarafından yaratıldığına inanabilirdim, belden aşağısını yaratmasaydı," demiştir. Nietzsche, esprilerini o kadar ciddi
bir havayla yapar ki çoğu insan gülmeyi unutur. Konuyu, Nietzsche ile açtık ve belden aşağısıyla devam ettirelim. Bugün bilimin, romantizmi öldürdüğü söylenir çünkü bilim, her somut nesneyi
kendi içimde kendimle boğuştuğum şu sıralar beni hafifletecek, kargaşayı anlamlandıracak ve sınıflayacak cümleleri okumak beni rahatlattı. 10/10 bir alıntı paylaşımı. İyi okumalar…
Babam otuz altı yaşında öldü: İnce, sevimli ve sayrıldı; geçip gitmek için doğmuş bir yaratık gibiydi, -yaşamın kendinden çok, bir hoş anısıydı sanki.
Nietzsche'yi en çok bu yüzden seviyorum. Saf dürüst. Babasını bile olduğu gibi görüyor ve eleştiriyor. O her zaman gerçekleğin ıssız doruklarında oldu. Soğuk ve yalnız olsa dahi.
Her dik başlı kadın cesur veya bilgili demek doğru değil. Başak içi dolunca başını eğer. Başını eğmesi alçak gönüllülükten, cahillikten değil.
Çok hassas bir konu ve net cevabı olamaz.
Her dik başlı kadın bilgilidir demedim. Her dik başlı erkeğin bilgili olmadığı gibi. Ama kadının birey bilincine yapılan saldırıya baş eğmesi alçak gönüllülük değil, boyun eğmektir. Vazgeçmektir. Kendisine ihanet etmektir. Tarih boyunca kadın hep bir obje olarak görüldü ve ne yazık ki hala görülüyor. Modern çağın getirdiği etkileşim kolaylığı ile kadınlar artık benlik bilincine vardı ve bu ataerkil zihniyetin yıkımı olacağından çoğu erkeği rahatsız ediyor ve korkutuyor.