Zamanı gelmedi mi, severek kendimizi serbest kılmanın sevdiğimizden,
titreyerek dayanmanın:
Okun yaya dayandığı gibi,
birlikte fırlayışta, çoğaltmak için kendisini.
Every mile and every year for every one a little tear.
I cannot explain this, Dear, I will not even try.
Into the night as the stars collide,
Across the borders that divide forests of stone standing petrified;
To be by your side.
open.spotify.com/track/58gn5gg9f...
yıldızlar onları hissetmeni beklerdi, yaklaşmıştı bir dalga yükselerek geçmişten veya açık pencereden geçerken sen,
bir keman geçerdi kendisinden.
Bütün bunlar görevdi.
Ah ve gece, gece; gökle dolu rüzgar,
kemirirken yüzümüzü, kime kalmadı o,
o özlenen, hafifçe düş kırıklığına uğratan,
tek tek kalplerin zahmetle beklediği.
Sevenler için daha mı kolay?
Ah, sadece birbirleriyle örterler kaderlerini.
Yaşamın ve ölümün onaylanması Ağıtlarda kendini tek bir şey olarak kanıtlar. Biri olmadan diğerini kabullenmek -burada öğrenilen ve kutlanan budur- nihayetinde sonsuz olan her şeyi dışlayan bir sınırlamadır. Ölüm, yaşamın bize sırtını dönmüş, bizim aydınlatamadığımız tarafıdır..
yamaçta bir ağaçtır, hergün onu yeniden
görelim diye, dünkü sokaktır belki,
ya da kötü büyütülmüş bağlılığıdır bir alışkanlığın, hoşlanmıştır yanımızdan, gitmemiştir, kalmıştır.
figürlerin arkasında geçmişimiz yoktu yalnız,
gelecek değildi yalnız önümüzde olan.
Büyümesine büyüdük; zorladık kimi zaman kendimizi
büyümeye, biraz da onların,
büyümüşlükten başka şeyi olmayanların hatırı için.