Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Halil

Halil
@TheManWhoSoldTheWorld
Kendime dijital notlar içindir.
Reklam
2023 OKUMA HEDEFİ
0/12 kitap - %0 tamamlandı
Henüz kitap okumadı
12 kitap
0 sayfa
0 inceleme
0 alıntı
Sonsöz
"Velhasılıkelam ya da uzun lafın kısası, her neyse, sadede gelirsek yani: var olan zenginliklere sahip çıkamayıp yenilerini üreterek varsıllaşamadıktan sonra, ne fark eder fakir ya da yoksul olman? Dilin kemiği yok ki! Dil atlasının tüm güzelliklerine dilinizin alışmasından bu kadar korkmayın. Dil felsefenize uydurduktan sonra, kökeni ne olursa olsun hepsi nasıl olsa sizin değil mi? Dilsever olmalı biraz. Dil ağız vermemektense bırakın diliniz açılsın..."
Sayfa 527 - Yapı Kredi Yayınları

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sonsöz, Yiğit Bener
"Kelimelerine sevdalanmayı unutan, dans edersem flörte dönüşür kaygısıyla sözcükleriyle kırıştırmayan, yani dilinde muhabbet kalmayan bir toplumda, kısır bir cendereye sokulan kavramların içine sıkışıp, akla karayı seçerek yol almak zorunda bırakılan düşünce, gökkuşağından iyice uzaklaşır, grinin tonlarına bile yabancılaşır!"
Sayfa 526 - Yapı Kredi Yayınları, Çevirmen Notu
"Duygum sanki yalnızca tatillerde gidilen bir ev gibiydi. Doğru dürüst dayalı döşeli dahi değil. Kaldı ki can çekişenlerin istekleri bitmez. Can çekişmek yetmiyor. Geberirken bir yandan da tadını çıkarmak isterler, yaşamın en alt kademesinde, damarlar üre dolmuşken bile, son hıçkırıklarla hâlâ ille de doyuma ulaşmak gerek. Ölüm döşeğindekiler artık yeterince doyuma ulaşamadıkları için hâlâ mızmızlanıp dururlar... Talep ederler... Protesto ederler. Bu, ölümün içine bile hayat katmaya çalışan bir felaketzedecilik oyunudur. "
Sayfa 507 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
"...kendi basit yaşamının sınırlarını aşmış daha büyük bir insan olabilmek için gerekli olan şeyden, başkalarının yaşamına sevgi duymaktan yoksundum ben. İşte bu, bende yoktu, ya da o kadar az vardı ki bunu göstermeye bile değmezdi. Ölüm kadar kocaman değildim, ben. Çok daha küçüktüm. O büyük insanlık düşüncesi yoktu bende."
Sayfa 507 - Yapı Kredi Yayınları, Ferdinand Bardamu
"Sözcüklerden asla yeterince sakınmayız, öyle zararsız gibi durur sözcükler, tehlikeli bir halleri falan yoktur elbette, hava civa, ağızdan çıkan birtakım sesler, etliye sütlüye karışmayan, kulaktan girip beynin o kocaman gevşek gri dokusunun müthiş sıkıntısı tarafından kolayca emilebilen. Onlardan sakınmayız, sözcüklerden, felaketler de öyle gelir zaten. Öyle sözcükler vardır ki, diğerlerinin arasına gizlenmiş, taşa benzerler. Onlara öyle özel bir aşinalığınız da yoktur, oysa bir anda sahip olduğunuz hayatı, hem de tümünü birden, allak bullak ederler, hem zayıf yönlerini, hem de güçlü yönlerini... İşte o zaman da paniğe kapılırsınız... Çığ düşmüştür tepenize... Duyguların üzerinde sallanırsınız, öylesine, idam sehpasında gibi... Bir kasırgadır bu, gelip geçmiştir, dayanamayacağınız kadar güçlü, o kadar şiddetlidir ki bu, sırf duygulardan yola çıkarak böyle bir şeyin olabileceğine asla inanmazdınız... Yani sonuç olarak, sözcüklerden asla yeterince sakınmayız, benim vardığım sonuç bu."
Sayfa 497 - Yapı Kredi Yayınları
"Daha önce en çok meraklısı olduğumuz şeylerden, günün birinde artık gitgide daha az söz eder oluveririz, ille de konuşmak gerektiğinde de zorlanırız. Hep kendi sesimizi duymaktan gına gelmiştir... Kısa keseriz... Vazgeçeriz... Otuz yıldır konuşup duruyoruzdur zaten. Haklı çıkmayı bile umursamamaya başlarız. Zevkler arasında kendimize ayırdığımız o küçük yeri bile koruma arzusunu yitiririz. Kendimizden iğreniriz... Azıcık karnını doyurmak, birazcık ısınmak ve hiçbir yere varmayan yolda giderken mümkün olduğu kadar çok uyuyabilmek artık yetiyor da artıyordur bile. Yeniden bir şeylere ilgi duymak için başkalarının önünde takınacak yeni surat ifadeleri bulmak gerek..... Ancak artık repertuvarımızı değiştirecek gücümüz kalmamıştır. Eveleyip geveleriz. Onların, yani dostların arasında kalabilmek için bin türlü numara ve bahane ararız, ancak ölüm de artık buradadır, leş kokulu, yanı başımızda, artık daima orada kalacaktır, bir el pişpirik kadar bile gizemi kalmamış olacaktır. Gözümüzde bir anlam ifade etmeye devam eden tek şey olarak ufak tefek üzüntülerimiz kalmıştır, sözgelimi o küçük şarkısı bir Şubat akşamı ebediyen susan Bois-Colombes'daki ihtiyar amcamızı henüz sağken ziyaret etmeye bir türlü zaman ayıramamış olmanın üzüntüsü. Yaşamdan geriye sakladığımız bir bu kalmıştır. Yani bu ufacık korkunç pişmanlık, gerisini ise, az çok yolda kusmuşuzdur, epey çabalayarak ve zorlanarak da olsa. Artık kimsenin geçmediği bir sokağın köşesindeki eski püskü bir anı fenerine dönüşmüşüzdür."
Sayfa 468 - Yapı Kredi Yayınları
Mutsuzluk Modası
"Mutsuz olduklarını söyleyen insanlara öyle hemencecik inanmayın. Hele önce bir sorun bakalım hâlâ uyuyabiliyorlar mı?... Yanıt evetse, her şey yolunda demektir. Bu da yeterlidir."
Sayfa 438 - Yapı Kredi Yayınları
"Personelin müptezelliği her zaman için patronların yüreğine su serpmiştir. Köle ne pahasına olursa olsun biraz, hatta iyiden iyiye aşağılanabilir nitelikte olmalıdır. Süreklilik arzeden kimi küçük ahlaki ve fiziksel kusurların varlığı kölelerin kötü kaderini haklı çıkarmaya yarar. Böylece de dünyanın düzeni daha iyi işler çünkü herkes hak ettiği yerde duruyordur."
Sayfa 437 - Yapı Kredi Yayınları
Reklam
"Heves kadar kolay kırılan başka ne vardı ki şu dünyada?"
Sayfa 423 - Yapı Kredi Yayınları
286 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.