Proleterler yönünden korkacak hiçbir şey yoktur. Kendi başlarına bırakıldıklarında nesilden nesle ve asırdan asra çalışmaya, doğurmaya ve ölmeye devam edecek, hiçbir isyan dürtüsü hissetmeyecekleri gibi dünyanın başka türlü olabileceğini kavrama gücünden de yoksun kalacaklardır. Sanayi tekniklerindeki gelişme daha iyi eğitilmelerini zorunlu kılarsa tehlikeli olabilirler, fakat askeri ve ticari rekabetin artık bir önemi kalmadığından, halk eğitimi düzeyi fiilen gerilemektedir. Kitlelerin ne düşündükleri ya da ne düşünmedikleri artık bir önem taşımamaktadır. Onlara düşünce özgürlüğü tanınabilir çünkü akılları yoktur.
Oranges and lemons, say the bells of St. Clement’s,
You owe me three farthings, say the bells of St. Martin’s...
Portakal kırlent limon tülbent, diye çalar Aziz Clement,
Beş peniye üç zeytin, diye çalar Aziz Martin...
...Sonra başını gökyüzüne kaldırdı ve tüm gökyüzünü bembeyaz gördü, Sıra bana geldi, diye düşündü. Ani korku gözlerini aşağıya indirmesine neden oldu. Şehir hala oradaydı.