Ben bu yıl sevdiğim ve ilgi duyduğum tarzda kitaplardan biraz uzaklaşıp daha farklı yazarlarla tanışmaya ve onların eserlerini okumaya karar verdim. Çok sevdiğim bir arkadaşım vasıtasıyla bir hayli ilginç bir seri ile başladım bu yıla ve bu kitap harikulade bir şekilde yakıştı diyebilirim.
Bu yazarın okuduğum ilk kitabı ve arkasındaki tanıtım yazısından yola çıkarak yine bir balon kitaba mı denk geldik kaygısı ile başladım fakat fena yanıldığım kabul ediyorum. Kitabın dili, anlatım tekniği, gerilimi, sürükleyici olması ve merak uyandırıcı yönüyle okuru içine çekip sarmalıyor. Tek kelime ile özetlemek gerekirse “Sarsıcı” denilebilir. Kitabın sayfa sayısı sizi yanıltmasın, toplumun beklentiler, dayatmalar, aşk, ölüm, kader, farklı olana bakış açısı ve kadın-erkek ilişkisi vb. birçok derinlikli konu sorgulanıyor.
Kitabın ismine ayrıca hayran kaldım “Sürücü Koltuğu” peki her sürücü koltuğuna oturan kendi iradesiyle mi yol alıyor mutlak kontrol onda mı yoksa çevremizdekilerin ve toplumun direktiflerine uyan basit birer araç mıyız? Peki, kader denilen gerçeğin hayatımızdaki rolü ne kadar büyük istesek te bundan kaçabilir miyiz? Kitap bittiğinde bu ve benzeri birçok soru zihninize hücum ediyor. Ben bitirdiğimde iyi ki okumuşum dedim ve çok keyif aldım. Sonuç olarak yeniliklere açık okurlar için kesinlikle tavsiye ediyorum. Sevgilerle