Coetzee'de rastlayabileceğimiz en umutlu, yine de en buruk sonlardan biri: "Ağzı açılıyor. Cuma'nın içinden hiç soluksuz, kesintisiz bir şey akmaya başlıyor. Önce kendi gövdesi boyunca, sonra bana doğru yayılıyor. Kamaranın içinden, batık gemiyi dolanarak, adanın kayalık yamaçlarını yıkayarak, kuzeye ve güneye doğru yeryüzünün en uçtaki köşelerine ulaşmak üzere akıyor. Yumuşak ve soğuk, karanlık ve sonsuz, göz kapaklarım üzerinde ve yüzümün derisine sürtünerek beni ele geçiriyor."