E.A.

İnsan kendini gözden çıkardıktan sonra dünya daha konforlu bir yer haline geliyor.
Reklam
Ulan ölümü göze almakta ne var? Yaşamayı göze alın da görelim.
Hayat dediğin uzun bir yol. Ve bu yolda seninle beraber yürüyen insanlar var, yolda kaldığın zaman sana yardım edebilmek için. Yolda rastladıkların var, yanındakilerin kıymetini daha iyi anlayabilmen için. Yoluna taş koyanlar var, yürüdüğün yolu zehir etmek için. Bir de seni yarı yolda bırakanlar var, kendi başının çaresine bakabilmeyi öğrenebilmen için. Herkesin kendi doğrusu var ve herkes kendine göre haklı bu hayatta. Bu yüzden sonuca varmıyor hiçbir tartışma.
Sayfa 185Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bu dünyadaki en büyük korkuymuş meğer sevdiğini kaybetme korkusu.
Sayfa 214Kitabı okudu
Zaman mı daha acımasız yoksa insan mı?
Sayfa 155Kitabı okudu
Reklam
Sevgi bazen nefretten bile tehlikelidir evlat.
Sayfa 150Kitabı okudu
Her insanın hayatında ne yapacağını bilemediği, dibi gördüğü, çaresizlikten elinin kolunun bağlandığı bir an vardır.
Hatayı yapan cezasını çekmeli. Aksi takdirde hatayı alışkanlık haline getirir.
Sayfa 144Kitabı okudu
Psikolojik rahatsızlıkların çoğunun altında da bu etken yatmıyor mu? İstediği gibi yaşayamamak insanların psikolojisini bozuyor.
İnsanın sessizce yaşayacağı bir histir keder, içe doğru derinleşme sağlayan, insanı manevi yönden olgunlaştıran, dünyanın kırılganlığını ve geçiciliğini duyuran bir his.
Sayfa 203Kitabı okudu
Reklam
Beyin, televizyonun zehirli etkisiyle hıza alıştırılıyor, imgelerin hızla değiştiği, şeylerin patladığı, şiddetin sıradanlaştığı, dilin giderek daraldığı bir medya ortamı içinde çocuklar; ders çalışmak, kitap okumak veya düşünmek gibi yavaşlık ve dikkat gerektiren eylemleri yapamaz hale geliyorlar.
Sayfa 180Kitabı okudu
Anne babaların çok uzaklarda ve hep meşgul olduğu evlerin yalnız çocukları, duygularını yerli yerince düzenlemeyi öğrenemeden büyüyor.
Sayfa 146Kitabı okudu
Her birey saygıyı hak ettiğini, saygı görmenin doğal hakkı olduğunu, dolayısıyla diğerine de saygı göstermesi ve onun üzerine titremesi gerektiğini kabullendiğinde saygı kıtlığını aşabiliriz.
Sayfa 113Kitabı okudu
Modern uygarlık, ''eşyadan yana zengin, zamandan yana yoksul'' bireyler üretiyor.
Bir acıyı anlamlandırabildiğimiz zaman, ruh eksik olanı ikmal eder; tamamlanır, olgunlaşır. O acıyı üreten yanlışları durmaksızın tekrarlamaktan vazgeçeriz.
Reklam
İnsanlar ölümün bir gerçek olduğunu bilmelerine ve ondan kaçmanın mümkün olmadığının da farkında olmalarına karşın, o güne dek ölecek çok insan olduğunu değerlendirip sıranın kendilerine gelmesinin çok az bir olasılıktan ibaret olduğunu düşünerek yaşamışlardı.
Sayfa 147Kitabı okudu
Hani derler ya, yaşamak ve görmek gerek, bu zamana bağlı bir sorundur ve bazı şeyleri görmek nasip olmazsa eğer, bu sadece yeterince yaşamadığımızdan olacaktır.
Bir ölümden yeni bir yaşamın doğması nasıl olabiliyordu acaba, kelebeğin yaşamı böceğin ölümünden mi doğmuştu, yoksa kelebekte yaşadığına göre ipekböceği hiç ölmemiş miydi?