"Bir sanık sırasından da olsa, insanın kendinden söz edildiğini duyması doğrusu her zaman ilginç bir şey. Savcıyla benim avukat karşılıklı tartışmalarında, diyebilirim ki, benden, hatta benden çok, işlediğim suçtan söz ettiler. Hem bu karşılıklı tartışmalar birbirlerinden pek mi farklıydı sanki? Avukat kollarını kaldırıp birtakım özür nedenleri göstererek yalnızca benim suçumu ortaya koyuyordu. Yalnız bir şey beni belli belirsiz rahatsız ediyordu. Düşüncelerime gömülü olmama karşın, bazı bazı lafa karışacak oluyordum. O zaman avukatım, "Susun! Davanız için bu daha iyi!" diyordu. Benim davamı beni işe karıştırmadan çözümlüyor gibiydiler sanki. Her şey, benim araya girmeme kalmadan geçip gidiyordu. Düşüncemi sormadan kaderimi karar altına alıyorlardı. "
"Bütün iyi niyetime karşın, bu küstah gerçeği kabul edemiyordum. Çünkü sonunda bu gerçeği doğuran hükümle, bunun bildirildiği andan başlayarak, kesin olarak birbirine bağlanan olaylar arasındaki o gülünç oransızlık vardı ortada.
...Ama yine de şunu kabul etmek zorundaydım ki, verildiği andan başlayarak, bu kararın sonuçları, sırtımı verdiğim şu duvarın varlığı kadar kesin, onun kadar ciddiydi."
"Asıl önemli olan şey, bir kaçma olanağı, amansız törenin dışına sıçrayış, alabildiğine umut olanakları veren çılgınca bir koşuştu. Tabii, umut, bir yolun dönemecinde, var hızla koşarken, birden yetişen bir kurşunla yere serilivermekti. Ama, işin aslına bakılırsa, her şey bana bu türlü bir lüksü yasak ediyordu. Makine beni kıskıvrak içine alıyordu."
Okur Takip Önerileri
Henüz tayfasını bile toplamaya başlamamış olan adam ise teknesini yıkayıp temizleyecek kişinin daha o zamandan peşine takıldığının farkında değilmiş, işte kader hep böyle davranır bizlere, hemen arkamızdadır, omzumuza dokunmak içini elini çoktan ileri doğru uzatmıştır, bizlerse hâlâ, Geçti gitti, gösteri bitti, yine aynı hikâye, diye homurdanıp dururuz.
Adayı görmek için adadan dışarı çıkmak gerektiğini, kendimizden çıkmadıkça kendimizi görmemizin mümkün olmadığını düşünüyorum.
...rüya hünerli bir sihirbazdır, varlıkların boyutlarını ve birbirlerine olan uzaklıklarını değiştirir, yan yana uyuyan kişileri ayırır, birbirine uzaktaki kişileri kavuşturur...
Beğenmek, sahip olmanın en iyi şekli, sahip olmaksa beğenmenin en kötü şekli olsa gerek.
Bir kendini arayış hikâyesi....
"Kim olduğunu bilmiyorsan kendin olabilmen mümkün değildir."
Kırmızı KediKitabı okudu
Beyhude Ömrüm, Mustafa Kutlu
-Zor iş be Yadigâr,dedi.
"Ama ne yapalım,
madem yeşilin ateşi
içine düşmüş,çare yok
deneyeceksin"
diyerek beni yüreklendirdi.
İnsanoğlunun bir yerde,
bir işte yalnız olmadığını
anlaması ne kadar güzel bir şey.
Kalpten kalbe giden yol bu olsa gerek.
İnsanoğlu İsa
Rahibiniz ve imparatorunuz kanımı dökebilir.Kendi yoluma gitmeden önce bundan mutlu olurlardı.Yasaları değiştirmem.Akılsızlığı yönetmem.
Cehalet kendi evlatlarından bıkıp usanana kadar kendini çoğaltsın.
Körler körlere klavuzluk edip çukurlara düşürsün.
Ve toprak kendi acı meyveleriyle boğulana kadar ölüler, ölüleri gömsün.
Sayfa 9 - ötekiKitabı okudu
İnsanoğlu İsa
Benim tahtım senin göremeyeceğin bir tahttır.Kanatlarıyla bu dünyayı sarmalayan O'nun,yıkılmış ve unutulmuş bir yuvada barınmak istediğini mi sanıyorsun?
Yaşayanlar,kefen giyenler tarafından mı onurlandırılacak ve yüceltilecek?
Benim krallığım bu dünyaya ait değil ve tahtım atalarınızın kemikleri üzerine kurulu değil.
Benim krallığım dünya krallığı değil.Benim krallığım içinizden iki ya da üç kişinin sevgiyle ve hayatın güzelliğine duyduğu hayranlıkla buluştuğu ve güzel gülüşlerle beni andığı yerde olacak."
İnsanoğlu İsa,Halil CİBRAN
Sayfa 7 - ötekiKitabı okudu
"Kapitalist toplumda çalışma,her türlü zihinsel yozlaşmanın ve her türlü bedensel bozulmanın sebebidir."
"Ve Hristiyanlığın altın kalbi adına Anglikan Kilisesi'nden bir rahip, muhterem Townshend terennüm* eder: Çalışın, çalışın gece gündüz.Çalıştıkça derinleştirirsiniz sefaletinizi ve sefaletiniz kurtarır bizi,size çalışmayı yasa gücüyle dayatmaktan.Çalışmanın yasal olarak dayatılması "pek eziyetlidir,fazlaca şiddet uygulamayı gerektirir ve çok gürültü çıkarır.Oysa açlık sadece sessiz,sakin ve sürekli bir baskı uygulamakla kalmaz, çalışmanın ve sanayinin en doğal saiki olarak en yüksek çabanın da ortaya konulmasını sağlar."Çalışın, çalışın emekçiler,toplumsal serveti ve bireysel sefaletinizi büyütmek için.Çalışın, çalışın ki daha da yoksullaşınca çalışmak ve sefil olmak için daha çok sebebiniz olsun İşte budur acımasız kanunu kapitalist üretimin."
*Terennüm: mırıldanır gibi güzel ve alçak sesle şarkı söylemek
Tembellik Hakkı,Paul Lafargue
Sayfa 23Kitabı okudu
"Burjuvazi,ruhban sınıfının da desteklediği soyluluğa karşı savaşırken özgür düşüncenin ve tanrıtanımazlığın bayrağını sallıyordu ancak zafere erişince tavrını, söylemini değiştirdi ve artık günümüzde ekonomik ve siyasal hâkimiyetini dinle berkitiyor.* "
* Berkitmek: Sağlamlaştırmak, güçlendirmek, pekiştirmek.
Sayfa 11Kitabı okudu
"Çağımız için çalışma çağı derler ;aslında acının,sefaletin ve yozlaşmanın çağıdır bu."
Sayfa 19Kitabı okudu