Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.7
hope
hope
@WAOUW
777
Lisans
Bursa
254 okur puanı
Haziran 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Parfümün Dansı
Bin yıla yayılmış bir kurgu ve güzel olan yanı bence burası.
İlk bölüm aktı (diğer kitapların aksine) kişileri tanıdım. Kudra efsane kadın, güzelllik abidesi ve koku gurusu.Alobor sıradışı karakter olması hem ilgi çekici hemde sempati uyandırıyor. Ve ölüme karşı koyulan o ilk ve belki en büyük adım.
Sonra akış hızı düşmeye başlıyor uzun cümleler, betimlemelerin sıkıcılığı hiç bir anlam yükleyemediğiniz benzetmeler. Kitap belki zamanın ötesinde fakat kadına bakış açısı vasat. Beni en çok içinde benzerlik olmayan benzetmeler yordu sanırım. Aslında yazar zoru başarmıştı. Farklı yüzyılları birbirine bağlarken çok uzatmadan karmaşık hale getirmeden yapmıştı bunu. Bunların yanı sıra Pan var evet Pan’a yeterince üzüldük. Ve pancar pancar pancar…
İnsanın doğayla olan ilişkisi mükemmelken nasıl bu kadar yozlaştı? O kadar çok konuya değiniyor ki ölümsüzlük adına her şey, düşünce gücü, kuantum, cesaret, kadın erkek ilişkileri, ülkeler, mitolojiler, dinler, arkadaşlık, çaba, ünlü felsefe düşünürleri, tarihi olaylar, doğu, batı, aşk, şehvet, cinsellik, uyum, zıtlık… ve daha fazlası
Koku nerdeyse kutsallaştırılmış. İki ana tema koku ve ölümsüzlük. Abartıldığı kadar mutlu etmedi sayfalar ilerledikçe sıktı (diğer kitapların aksine) , dilini sevmediğim bir kitap oldu.
Fahrenheit 451
Başarılı bir distopik roman. Yazarın gerçek hayatından başlangıçla Yaya öyküsünün değiştirilmiş ve geliştirilmiş halidir. 451 Fahrenheit kitabın adınında hoş bir hikayesi vardır. Kağıdın yanma derecesi…
Soğuk savaş döneminin siyasi yapısını yansıtan insanları televizyon ile uyuşturan bilgiye bilince ve kitaplara düşman yapının muhteşem bir kurgusu. İtfaiyelerin yangını söndürmeyen aksine başta kitapları ve bilgiye dahil her şeyi yakan bir teşkilat. Kitabın kahramanı da bu itfaiyecilerden biri Guy Montag. Sıradan kötü ve bunalımlı geçen hayatında bir gün bir yangın çıkartma vakkasından sonra sorgulamaya başlar. Kendi savaşını vermeye başlar ülkede de gerçek bir savaş başlar ve yeni arkadaşlarından öğrenicek çok şeyi vardır artık. Ve ilk önce umut etmek ve sabırlı olmak söz konusudur.
Kitabın vermek istediği mesaj çok kuvvetli ve önemli bence ve tansiyonu yüksek bir akış. Kesinlikle tavsiye ederim. Dikkat! Kitapları diğer insanlardan daha çok sevenlerin okurken içi acıyor.
Simyacı
Kişisel menkıbe denilen aslında kendini bulmak yada hayallerinin peşinden gitmek olarak günümüz kelimelerine uyarlanabilir. Hem fantastik hemde mistik bir kitap enerjisi ve dili gayet hoş akıyor. Çoban olan Santiago’nun bir arayışı ve bir düş görmesi onu İspanya’dan Mısır’ piramitlere giden yolculuğu anlam arayışını anlatıyor. Bu yolculukta ufak dönemeçler var. Fal bakan bir çingeneyle yaptığı bir sözleşme sonra Kral, aşık olduğu Fatıma ve simyacı olarak tanıdığımız bilge. Tabi savaşlar öğretiler ve nasihatler de var. Kitapta işaretlerinde üzerinde çok duruyor ve eğer işaretleri okuyabilirsek bambaşka bir insan olunabileceği ifade ediliyor.
Farklı dinlerden farklı coğrafyalardan insanların iç içe olduğu, inanışlar ve bölgelere göre karakteristik duruşların kitabı zenginleştirdiği bir gerçek. Simyacı olana dek simyacıyı aramak mı desem…
Özetlemek gerekirse her şeyde ve herkes de Yaradanın bir parçası olduğu bu parçanın ne kadar güçlü olduğunu ve ne istersek o olabileceğini anlatılıyor. İç sesini duymak bunun başı, işaretleri görmek bir parçası ve ne istediğini bilmek vazgeçmemek…
Güzel bir yolculuğa eşlik etmiş gibi hissettirdi bence güzel bir kitaptı. Okumak için geç kalınmamasını öneriyorum lise üniversite başlangıç dönemleri idealdir fikrimce şahsen ben biraz geç kalmışım bu kitabı okumak için.
Okur Takip Önerileri
Hz. Muhammed
İyiki okumuşum diyerek söze başlamak istiyorum. Siyah kapaklı kitaplara pek rastlamayız… Kitabın ismi zaten inancım gereği benim için çok değerli ve ilgi çekici ve yazar ilginç buldum ve hemen satın aldım. Kitabı okurken Tolstoy’un yaşadığı aşamalardan bir özet gibi hiç sıkmayan hızla ilerleyen bir kitap bir hayli de ince üstelik. Okumaktan çok birinci ağızdan dinliyormuş hissi geçti bana. Hatta bazı yerlerde duygusu ne kadar yoğundu ki sanki kelimeler yetmemiş gibi bir tadı vardı. İlginç bir deneyim sanki sessiz bir şahitlik gibi. Kesinlikle tavsiye ediyorum. Sahaflarda daha kolay bulabilirsiniz.
Galateia
Yazarın ilk iki kitabını severek okuduktan sonra bu kitap tam olarak bir hayal kırıklığı oldu. Mitolojinin içinden çekilmiş bir bölümün öyküleştirilmiş hali öncesini bilmediğinizde hüzünlü bir taş kadınla karşı karşıya kalıyorsunuz ve anlamaya çalışıyorsunuz.
Taş bir kadının öyküsü, kendi dramı ve kızının dramı söz konusu başka pedofili dramların önüne geçmek için kendini bir yem gibi kullanıp hayatından vazgeçen ve kocasını boğan bir taş kadın.
Kitapta güzel olan tek unsur sayfaların illüstrasyonlarla bambaşka bir atmosferde okuma deneyimi sunması ve sayfa sayıları olmadığı için gizemli bir hâl alması.
Ben, Kirke
Güzel bulunmadığı için sürekli dışlanan değersizleştirilen Tanrıça,
Sesi insan sesine benzediği için dalga geçilen anne babası tarafından bile sevgi görmeyen kardeşlerinin alaylarına maruz kalan genç kadın…
Bir gün bir ölümlüye aşık olmasıyla yaşadığı yoğun duygulara kapılıp, çok büyük bir arzuyla bilmeden büyü yapar ve büyücülüğünü keşfetmiş olur. Bununla beraber sürgün hayatı da başlar.
Sürgünde kendini geliştirir aslanlarla kurtlarla arkadaşlık bağı kurar.
Adaya arada ziyaretçiler gelir kimisi tam bir hüsran olur. Ama Kirke hep eğlenmenin bir yolunu bulur.
Uzun zaman sonra kurnaz, hızlı, iyi bir şavaşçı ve prense aşık olur. Artık bişeyler değişicek hayatında hisseder. Ve bir oğlu olur. Onu korumak için her şeyi yapar. Kimsenin yüzleşemedikleriyle yüzleşir. Çünkü artık o bir anne tanrıçadır.
Tanrılar arasında kehanetler hep olur. Denizden gelen ölüm kehaneti gerçekten kitabın kan akışını çoşturur…
Savaşın insan kimyasını nasıl bozduğunu görebileceğiniz gibi normalde kötü muamele görmeye yüzyıllarca sessiz kalan birinin anne olduktan sonra tek başına bir efsaneyle efsaneşleşmesine de şahitlik ediyorsunuz.
Anlatımı akıcı ve etkileyici bir kitap. Duygu betimlemelerindeki ifadeler çok yüksek doğrudan içine çekiyor ve oraya biryerlere gidiyorsunuz.
Akhilleusun Şarkısı
İlyada destanının detayı niteliğinde, çeviri olmasına rağmen anlatımı çok etkileyici ve sürükleyici mitolojik roman. Betimlemeler yerinde olay akışları hızlı.
Akhilleus yarı insan yarı tanrı bir prens bir seçim ve başka bir ölümlü prensle yaşanan büyük aşk hikayeleri. ( Karakterleri tek başına çok sevsemde iki erkeğin aşkları ve yakınlaşmaları içten içe rahatsız bir duygu verdi.)
Tanrıça olan Akhilleus’un annesi Thetis’in oğlunun ölümsüz olması için Stuyx nehrine bebek prensi topuklarından tutarak kutsal suya sokmuştur. Vücudunun fâni olarak kalan yeri tek zayıf noktası olmuştur. (Aşil tendonu, insan vücudunda yer alan en büyük ve en kuvvetli tendonudur.)
Asıl örgü Akhilleus etrafında dönse de diğer prens Patroklos’un bir hiçken kendini bulması değişmesi gelişmesi dönüşmesi kişi ve olaylarla beraber taktir toplayan bir paralellik göstermiştir.
Akhilleus bir seçim yapmak zorundaydı uzun bir ömür yada şanlı bir ölüm. Şanlı bir ölümü seçti ve Truva savaşına katıldı…
Savaşın dokuzuncu yılı…
İki prens büyük bir aşk ve şöhretli ölüm.
Sonda sessiz kavuşma.
Kleopatra
Mısır’ın belki de en büyük talihsizliği Kleopatranın babası olan Ptolemy Auletes’tir. Yöneticilik vasıflarına uymayan hanedanın bütün yasalarını çiğneyen zamanını ahlaksız bir yaşam ile geçiren maceracı bir kişiliğe sahiptir. Flüt çalmada usta olmuştur ülkenin diğer müzisyenleriyle yarışmalara katılır ödül almaya almaya uğraşırmış.
Roma’yı Pompey
İran Masalları
Zengin hikaye yapısı etkileyici. Hayal gücünü besleyen bir yapı ve bu masallar çok fazla şeyden besleniyor. Bir çok inanç yapısına atıfta bulunuyor İslamiyet, Budizm, Hinduizm, Şaman vb bildiğimiz ve tanımadığımız başka inançlarla zenginleşmiş farklı kültür ögeleriyle harmanlanmış ve alışılmışın ötesinde. Öğütlerde genellikle üstü kapalı.
Kuantum Tipolojisi
R. Şanal enkarnasyonun (yeniden bedenlenme, ruh bir bedene girmez kendin bedenini oluşturur) evrensel bir yasa olduğunu savunuyor ve bunu bile akla mantığa uygun örneklediğini savunuyor. İnancımla bağdaşmasada her bölümde enkarnasyona değiniyor ve farklı örnekler veriyor sanki kanıtlamak istercesine
Kitabın ilk yarısı belli terimler üzerinden sonrasında da tipleri
A)Uyum gösterenler
B) Direnç gösterenler şeklinde ayırıp kendi içinde kategorilere ayırmış.
Orta seviyeli bir akış var.
Genel bir çıkarım yapıcak olursak biz zıttımıza yani bizde olmayanlara çekiliriz ve fazlaya kaçan her duygu, her tepki bize zarar vermeye başlar diyebiliriz. Ama bunun bilincinde olursak dengede kalıp daha iyi hissedebiliriz, fazlaya kaçtığımız yönlerimizi törpülersek, eksikliklerimizide giderebiliriz ve hayatımız daha kolay daha keyifli hale gelir.
Terapi Defteri
Tweet kitap. Tam bir zaman kaybı. 210 sayfalık kitapta ortalama 200 sayfasında, her sayfada ortalama 4 tane tweet tadında yazılar. Sadece 15 tanesi ilgimi çekti onlarıda alıntıladım. Yaklaşık 1 saatte bitti. Bitti çünkü kitap yarım bırakamama gibi bir alışkanlığım var.
Newton ve Gök Mekaniği
Bilgi aktarmasına rağmen akıcı bir kitap. Bilime insanlığa katkı sağlamış önemli kişilerle ilgili boğucu olmadan detaylar veriyor. Hikaye tadınıda koruyor sürecide nesnel anlatıyor. Genel fizik kurallarından çok “Newton fiziği” denilen anlayışı aktarıyor. Bilime bakış açıma katkısı oldu.
Ben Buldum
Son zamanla gördüğüm en eğlenceli kitaptı. Her mucidin karikatürü her karikatürün altında hap bilgi diğer sayfada daha detaylı mucidin ve icadın hikayesini açıklıyor.
Her icadın ihtiyaç oluşu, nadiren olsada yanlışlıkla icat edilenler…
Bazı hikayeler bir hayli ilginç olabiliyor.
Bu kitaptan tek beklentim daha çok içerik ve daha fazla Türk bilginlerden bahsetmesini beklerdim.
Standartların dışında bir tarz. Tavsiye ederim.
Katre-i Aşk
Kitap, bilenler bilir Hz. Şems’in Hz. Mevlâna’yı terkinden sonra mektuplaşmalarla Hz. Şems’e yazılmış “Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme” diye başlayan şiir ile başlıyor ama aradaki ayrılık Mevlâna’nın aldığı gönül hasarına pek değinilmemiş. İki Halillullah’ın ilişkilerine kıssalarına yine pek yer verilmemiş. Eserde Hz. Şems’in hayatının bir özeti derken kavramlara bakış açısı, tasavvufi yorumlar,derin anlamlar ve süslü sözler ile bazen açıklama bazen kısa hikayelere en son bölümde rubailere ayrılmıştır.
Naçizane tavsiyem süslü ağır dili eski Osmanlı Türkçesinde sözcükler, Arapça, Farsça hatta İbranice sözcüklerle arası iyi olanların daha tat alabileceği bir kitap. Tabi sadece dil bilgisi değil okuduğunu doğrudan anlamak yerine mânâ arayışıyla okunması gereken bir tarzı var.
Akıllı Kadınlar Yanlış Seçimler
Erkekler hakkında pek bişey katmadı ama kendi cinsimle ilgili olarak gözden kaçan bakış açıları bazı psikoljik sebep sonuç ilişkileri hakkında güzel açıklamalar ve her konunun ardından danışanların yaş statü ve yaşadığı ilişki ve bakış açılarıyla farklı farklı örnekler verilmiş. Bu yönüyle güzel fakat kitabın sadece kadınları ele almış olması genel olarak yetersizliğe sebep olmuş diyebilirim.
