Bir gün müsteşarın odasından bir toplantıdan çıkarken müsteşar bana "siz biraz kalınız," dedi.
...
"Sayın profesör," dedi müsteşar, " Allah'ın izniyle inşallah şu reform işini başaracağız. Yeni yetişen nesil iktidara geldi, geliyor yalnız bize yardım, aman profesör bize yardım."
...
Müsteşar durmadan anlatıyor. Ev istersem ev, araba istersem araba , şoför istersem şoför.
"Vallahi," dedim , "imkansız bu iş . ... "Ben burada yalnız başıma ne yaparım?"
...
Müsteşar başladı gülmeye. " Düşündüğün o ise kolay," dedi. "Şimdi bak profesör, sana burada kaldığın sürece bir hanım buluruz. Şöyle köylere açılıp beğendiğin kızı alırız sana. On beş , on altı yaşında, erkek eli değmemiş. En güzeli etse etse iki deve. Ben projeden iki deve parasını derhal çıkartırım. Kızın babasına develeri verdik mi, sen al kızı, tepe tepe kullan.
...
Aman profesör, sen hele bir evet de.
Bir gelinin iki deveye gittiği memlekette ben vergi reformu yapacaktım.
Muhtemelen 1930'lu yıllarda doğduğunu tahmin ettiğim yazarın Üsküdar'da başlayan hayat mücadelesiyle , okuduğu , çalıştığı , gezip , gördüğü kendince kayda değer olayları otobiyografik eser olarak anılaştırdığı akıcı bir eser.
Anı / biyografik / otobiyografik eser severlere ısrarla tavsiye ederim.