neden hiçbirimiz birbirimize karşı kardeşçe davranmıyoruz? Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar...
"Herkes ne diyecek? Fakat bu ana kadar herkesten ne gördüm ki? Bana en yakın olanlar dahil olmak üzere, bu "herkes" dedikleri şey;
beni üzmekten, hayatımı manasız hale sokmaktan başka ne yaptı? Bu yaşıma kadar en iyi zamanlarım tam manasıyla yalnız kalabildiğim günler olmuştur."
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı iş için kâfi mazeretler tedarik etmiştir.
Unutmayın ki biz zaten varız, bu dünyadayız ve sadece bu yüzden bile çok değerliyiz. Özeliz, kendimizden başka bir "ben" daha yok bize. Belli bir hayat duruşumuz, kişiliğimiz, hayallerimiz var ve hepsi bize ait...
"Toprağınız toprağım, eviniz evim; burası için, bu diyarın çocuklar için bir ana, bir ışık olacağım ve hiçbir şeyden korkmayacağım; vallahi ve billâhi!"
Ah Nastyenka, Nastyenka! Beni kendimle ne kadar uzun süreliğine barıştırdığınızı biliyor musunuz? Sayenizde belki de bir daha asla suç ve günah dolu bir yaşamım olduğunu, çünkü böyle bir yaşamın başlı başına suç ve günah olduğunu düşünüp kederlenmeyeceğimi biliyor musunuz? Sakın abarttığımı düşünmeyin, Tanrım, bu aklınıza bile gelmemeli Nastyenka,