Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

ZEYNEP KESKİN

” Tepeden tırnağa çamursun Adem ilk bakışta . Toprağın topraklığına batmış gibisin .Ama bu halinle kıymetlisin . Çünkü bu halini aşabilirsin . İçindeki kutsal ruha sahip çıkabilirsin . İşte o zaman melek değil ama melekler gibisin .Ve ey Adem , unutma , böyle bir tartıda melek gibi olmak melek olmaktan ağır çeker . Çünkü sen o iki şey arasında özgür irade – bilinçli seçimsin…”
Reklam
Üç şey seçtiler cennetten çıkarmak için: Bir: Kelimeler. İki: Aşk. Üç: Annelik duygusu. Kelimeleri Adem yanına aldı, annelik duygusunu taşımak Havva’ya kaldı. Ama aşk çok ağırdı.
“Ey benim yaradılışım, yolunu kaybetmiş yol arkadaşım. Kimin bağrındaki kemikten yaratılmışsan ona gel. Eksik parçamı arar gibi seni arıyorum ben. Sen de beni ara. Boşluğunu doldur, eksiğini tamamla. Dünya dediğin bir kaza ertesi. Aç kapılarını. Elinle koymuş gibi bıraktığın yerde bul beni. Gel neredeysen. Cennet olsun yeniden…”

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
... Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda bir payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır zamandır. Onu ölçmek için saatler ve takvimler yapılmıştır, ama bunlar hiçbir şey ifade etmez. Herkes çok iyi bilir ki, bazen bir saatlik süre insana ömür kadar uzun gelirken, bazen de göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider. Zamanın bu garip kısalığı ve uzunluğu, o saat içinde yaşanan olaylara bağlıdır. Çünkü zaman, yaşamın kendisidir. Ve yaşamın yeri yürektir...
..... "Bak Momo" derdi, "Ne biliyor, biliyor musun? Bazen önüme upuzun bir cadde çıkıyor. Öyle uzun ki, insan bunun sonu gelmez sanıyor." Beppo bu kadarcık laftan sonra bile önüne bakarak bir süre susar, sonra devam ederdi: "O zaman acele etmeye başlıyorsun. Gittikçe daha çok acele ediyor insan. Her önüne baktığında yolun hiç de kısalmamış olduğunu fark ediyorsun. Daha hızlı ve gayretli çalışıyorsun; sonunda nefesin kesilip güçsüz kalıyorsun. Ve cadde hala upuzun bir şekilde seni bekliyor." Susup biraz daha düşündükten sonra sürdürdü konuşmasını: "İnsan caddenin tamamına bakıp hemen bir karara varmamalı. Her zaman bir adım ilerlemeli. Sürekli olarak bir adım sonrasını düşünmeli, bir adım, sonra derin bir nefes, sonra bir süpürge. İşte o zaman hayat zevkli olur. Önemli olan işini iyi yapmaktır. Öyle de olmalı." Uzun bir süre susup yeniden konuşmaya başladı: "Bir de bakarsın ki, adım adım bütün yolu bitirmişsin. Nasıl olduğunu anlamadan ve yorulmadan." Başını öne eğip sözünü noktaladı: "Önemli olan da budur."
Reklam
Artık öğrendiği bir şey vardı: Başkalarıyla paylaşılmayan zenginlikler insanı mahvediyordu.
ACIYOR Mutsuzluktan söz etmek istiyorum, Dikey ve yatay mutsuzluktan Mükemmel mutsuzluğundan insan soyunun, Sevgim acıyor..
Derler ki; Dünyâda hangi dağları aşmış olursan ol, aklın takılıp düştüğün taşta kalıyor.. Cahit Zarifoğlu
Ben zalimler çağında yaşayan bir alçaktım. Tanrıların korkak haline getirdiği bir alçak. Alçakların en acınacak olanı, en tiksinti vereni. Yüreğini dalkavukluk, aklını düşmanlıkla besleyen sinsi bir saray yazmanı. Gerçek efendileri olan Gökyüzünün Fırtına Tanrısı Teşup ile karısı Güneş Tanrıçası Hepat'ın ve Tanrıçamız Kupaba'nın
Saçma ey göz eşkden gönlümdeki odlara su Kim bu denlü dutuşan odlara kılmaz çâre su
Reklam
Bazen daha az konuşmak lazım susmak hatta sadece bakmak hayata insana ağaca kuşa bazı sessizliklerin kazandırdığı sesten çok daha öte bir şey var öyle bir giz öyle bir sızı öyle bir iç...
çokluğun içinde bir yabancı çokların içinde yok olmaya yüz tutmuş yokların içinde...
Bazılarının eksikliğinde zaman nasıl da sessizliğe bürünmüş geceyle gündüzün akşamla sabahın siyahla beyazın farkının olmadığını vermişti elime. Gün, Batımına hayran kalmıştı...
adım at ilerle geriye bakma pişmanlık duyma...
Tesadüf seni önüme çıkarmasaydı,gene aynı şekilde, fakat her şeyden habersiz,yaşayıp gidecektim.Sen bana dünyada başka bir hayatın da mevcut olduğunu, benim bir de ruhum bulunduğunu öğrettin...
171 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.