Bütün bu hükümdarların erkek olduğunu keşfettim. Ortak yanları hırslı ve çarpık bir kişilik, paraya, cinselliğe ve sınırsız güce karşı doymak bilmez bir iştahtı.
Ama bu düş değildi. Kulaklarıma çarpan, hava değildi. Önümde oturan, gerçek bir bir kadındı; kulaklarıma çarpan, kapısı penceresi sıkı sıkıya kapatılmış bir hücrede yankılanan ses yalnızca onun Firdevs’in sesi olabilirdi.
Erkekler kadınları aldatır, aldandıkları için de onları cezalandırır; aşağılar, bu kadar düştükleri için cezalandırır; evlenmeye zorlar, sonra da ömür boyu hizmetçiliğe, küfürlere ya da dayağa mahkûm ederlerdi.