Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Zeynep
Zeynep
@Zeze_okur
122 okur puanı
Nisan 2017 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitaplar
Okuma Hedefleri
Zor çok zor bir kitaptı.. İçim düğümlendi sanki okurken.. Açlıktan talaş yemek..!? Hayalini bile kurarken içim yanıyor.. Böyle bir hayat nasıl yaşanır ki.. " Angelanın Külleri" kitabını okurken de böyle dağılmıştım.. Bu kitap da bir o kadar sarsıcı..Bence okunmalı böyle tokat etkisi yapan kitaplar.. Silkelenip kendimize gelmemiz için.. Etrafımızda şükredecek ne çok nimet var bir kez daha anlamak için...
Nasıl pamuk gibi bir kitapsın sen..Yormayan abartmayan..Tasvirler muazzam.. Yazı kışı ayazı hissettim okurken yalan yok..Farklı bir anlatım tarzı, okumaya başlar başlamaz sizi anında Zengüle Hacı mahallesinin tozuna toprağına bulayan.. Kedili kadın Sultan abla,uyuyan adam Abdulkadir, Hint filmi müptelası Sabit, sigarasına sigara ekleyen Gülnur, yüreğimize yara açan Meryem ve minik Atilla.. Aslında her biri öyle gerçekci öyle yaşamın içinden insan manzaraları ki sanırım o yüzden okurken çok etkilendim..Sonu keşke böyle olmasaydı dediğim bir iki karakter var ve hatta keşke az daha devam etseydi acaba şuna da ne oldu dedim kapattığımda.. Belkide bazı sonları bizim hayal gücümüze bıraktı yazar.. Bunca zaman bu kitabın farkına varmamam ne üzücü.. Ne bir rafta gördüm ne okuyan birine rastladım.. Bence bu kitaba muhakkak bir şans verin..
Peri Gazozu yazarla tanışma kitabım oldu ama son olmayacağına eminim.. 30 öyküden oluşan bu kitabı kapattığımda sanki bir yumru boğazımda öylece kaldım..Sarsılmamak elde değil..Siyah beyaz hüzünlü fotoğraflar gibi sanki öyküler.. Okurken yazılanların yaşanmış olduğunu bilmek anında sizi kitabın içine dahil ediyor...Hiç ajitasyona girmeden yüreğe işliyor satırlar..Nacizane tavsiyem okunması yönünde.. Pişman olmazsınız..️
Okur Takip Önerileri
Okuduğum ilk #mariovargasllosa kitabı oldu #hınzırkız.. Diğer kitaplarına nazaran bu kitabın okunması en kolay kitap olduğu söylenilmiş hep zira diğer kitaplardaki anlatım tekniği çok daha farklıymış ki onu ancak diğerlerini okuduğumda anlayabilirim.. Genel olarak bakıldığında sadece bir aşk romanı olarak görülebilir belki ama sıradan bir aşk hikayesi asla değil.. Defalarca kimlik değiştiren sadist bir kadın karakter ve tüm sadakatsizliğine rağmen ona deli gibi aşık aciz bir erkek baş rolde.. Oldukça pornografik bölümler de var kitapta.. Erkek karakterimiz insanın sinirini bozsa da içten içe hep bir acıma hissediyorsunuz..Kitabı bitirdikten sonra bi sarsıldım ve vay be! dedim.. Yazarın külliyatını tamamlamak istiyorum, satırlara dalarken okuru içine bağlayan bir tarafı var.. Sevdim ve iyi ki okumuşum dedim..
. Ayraç ihtiyacı hissetmeden bir kitap okuyorsam bilin ki #mustafakutlu satırlarında kaybolmuşumdur.. Her bir kitabını ayrı seviyorum.. Sarıp sarmalıyorum.. #tahirsamibeyinözelhayatı da yine çok sevdiklerim arasına girdi.. Özellikle kitaplarla olan münasebeti, sevdiğim o eski dönem yaşantısı naifliği beni benden aldı..Anlatıcının okuyucu ile atışması size hikayenin içinde olduğunuzu hissettiriyor.. Ömrüne rahmet kalemine bereket.. Hep yaz..
Afilli sözlere ihtiyaç duymadan sade bir dille yazılmış çiçek gibi bir kitap..Ayrıca karakterlerin hislerini okuyucuya da aktarmayı bilmiş yazarımız.. Bazı hikayeler keşke daha uzun olsa bir romana dahil olsa dedim okurken..Sadece öykü severler değil okumayı seven herkese nacizane önerim olsun..
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bitlis'ten Amerika'ya göç etmiş Ermeni bir ailenin çocuğudur William Saroyan.. 31 Ağustos 1908'de Kaliforniya eyaletinin Fresno kasabasında dünyaya gelir.. O 3 yaşındayken babası ölünce annesi kendisi ve kardeşlerini yetimhaneye bırakmak zorunda kalır.. 5 yaşına kadar sürer bu ayrılık.. Saroyan 15 yaşında eğitim hayatını bırakır ve çeşitli işlerde çalışır ama esas isteği yazmaktır.. Nitekim İlk öyküsü Story dergisinde 1933 yılında yayımlanır..Bu değerli yazar ile ilgili daha detaylı bilgiyi hemen her sitede de bulabilirsiniz elbet ama istedim ki yazarı keşfetmemiş olanlar belki sayfamda görürse minik bir girizgah olsun.. Böylelikle merakınızı cezbederde okumak istersiniz.. Zira lütfen okuyun.. Nasıl güzel bir kalemi var.. Okuduğum ilk kitabı ve tüm kitaplarını temin etmek niyetindeyim..Satırlarında samimiyet var.. Okurken içinizi ısıtan güldüren umut ettiren hüzünlendiren bir yanı var.. İyi ki tanıdım.. ️
Bazı kitaplar vardır.. Tek bir seferde okumak yetmez.. #anayurtoteli benim için bu kitaplardan biri oldu..Baş karakterimiz Zebercet babasından kalan bu otelde doğmuş büyümüş ve sonrasında bu oteli işletme görevini devralmıştır.. İçine kapanık fakat yoğun bir karakter..Kilit noktamız Ankaradan trenle gelen adını bile bilmediğimiz kadın.. Çünkü otelde bir gece kalıyor ve o gittikten sonra Zebercet odayı günlerce kadının bırakığı haliyle bekletip kimselere kiraya vermiyor.. Haftalarca bekliyor kadını.. Ölesiye yalnız ve çaresiz.. Gittiği andan itibaren bizim için çözülüyor Zebercet ve ruh hali çocukluğu tüm hatlarıyla ortaya çıkıyor.. Kitap ilk okunduğunda bir tık karışık gelebilir paragraf aralarındaki ani değişimlerden fakat bir müddet sonra bu duruma alışıyorsunuz(sanırım bu yazım şeklinin de bir adı var edebiyatta).. Genel olarak bunalım bir insan portresi okuduğumuz için karamsar bir hava hakim.. Zaten güllük gülüstanlık bir kitap değil o yüzden rahatsız olmadan okumak da pek mümkün değil.. (özellikle Zebercetin olur olmaz herşeye hallenme halleri cinsel eğilimleri, öldürmekten zevk alma içgüdüsü vs.) Genel çerçeveye bakılmalı ve okunmalı diye düşünen taraftayım kesinlikle fakat yaş kriterine dikkat edilmeli..
Mutfak çıkmazı nihayet beni Tahsin Yücelle buluşturan kitap oldu...Su gibi akıcı bir dile sahip olmasının yanı sıra oldukça doyurucu, edebi bir şölen adeta.. Baş karakter olan İlyas, memleketinin tek umudu.. Divitoğulları sülalesinin tüm hayalleri beklentileri İlyas üzerine..Üniversiteyi kazanıp İstanbula okumaya gelir, yargıç olup Divitoğullarının şanını yeniden ayakta tutacaktır..Üniversitenin son yılına kadar da bunu başarır..Fakültenin en başarılı ve gözde öğrencisidir.. Ta ki Emele tutulup tüm hayatının rotasını değiştiresiye kadar.. Uzun zamandır hem acıdığım hem çok sinir olduğum bir karakter oldu İlyas.. Yalnızlığına, yoksulluğuna, aşk acısına içim yandı ama yemek yapmaya olan bu aşırı tutkusu saç baş yoldurttu..Hayatta hiçbir şeye böylesine saplanıp kalmamalı zira eninde sonunda bu hal kişinin tüm hayatını etkisi altına alarak uçuruma sürükleyebiliyor..
.
.
.
. Eğer benim gibi yazarla yeni tanışacaksanız #mutfakcikmazi bence iyi bir başlangıç olabilir..
İyiki okumuşum, çok çok sevdim.. İlk elime aldığımda o uzun cümleler bana bi korkutucu gelsede okumaya başladığım andan itibaren farkına bile varmadım noktanın virgülün.. Tam anlamıyla edebi bir haz.. 'NEDEN' yazarın otobiyografik beşlemesinin ilk kitabı..Bu ilk kitapta 15 yaşına kadar olan orta ve lise okul dönemini anlatmış yazar..Okuduğum her satırdan nefret akıyor sanki ve aslına bakarsanız bunun için sebebi çok .. Nazi faşizmi ve sonrasında gelen Katolik baskını.. Tek kaçışın intihar olduğunu düşünen ve her gün bunu fiiliyata döken onlarca insan..Çocuk gözüyle gördüğü bombalar, açlık, sefalet,sürekli bir kaçış ve sığınma hali.. Diktatörce bir eğitim anlayışı ve bunun üzerinde bıraktığı izler..Kesinlikle okumalısınız..Elbette burada çiziktirdiğim bir iki satırdan çok daha fazlası var kitapta..
. Şu 130 sayfacık kitabın insanı nasıl derinden etkilediğini bir bilseniz.. Öyle güçlü bir kitap ki okurken Mathea'nın yalnızlığı, duyguları içime işledi.. Kendini insanlardan soyutlayan, konuşmaya bile korkan, hayattaki en büyük şansının üzerine yıldırım düşmesi ve bu sebeple eşi Epsilon tarafından farkedilmek olduğunu düşünen karakterimiz Mathea..Hiç öyle süslü cümlelere girmeye gerek duymamış yazar, yalın ve sade bir dille samimi bir şekilde işlemiş ince ince satırları.. Okurken Mathea'nın günlüğünü okuyorum gibi hissettim kendimi.. Ara ara geçmişle şimdiki zaman harmanlanmış ama bu biraz karışık olmuş ki sanırım eleştirebileceğim tek şey bu.. Ha birde artık reçel kavanozlarının bende yapacağı çağrışım başka olacak..
.
.Hem bu kadar yalın bir anlatım hem böylesine sizi doyuracak bir kitap #yaşamak ..İlk yayımlandığında(1993)yasaklanmış bir roman, hatta bununla da kalmayıp sinemaya çevrilmiş ve Cannes Film Festivalinde Büyük Ödül'e layık görülmüş ama kitap gibi film de ülkesinde yasaklanmış..İyi ki @jaguarkitap baskıyı tazelemiş de mutlu azınlığa sunmuş.. Bu bir hayat öyküsü..En tepeden en dibe düşen Fugui'nin öyküsü..Koca bir aile servetini yiyip sıfırı tüketen kahramanımızı okurken hem çok öfkelendim hem çok üzüldüm..Boğazım düğüm düğüm okudum hep ve sonlara doğru gözlerimden akan yaşa engel olamadım..Her şey var bu kitapta..Tamı tamına bir yaşamak evet..En çok da "umut".. Sanırım Youqing ve Kugen uzun süre aklımdan çıkmayacak..Ne kadar anlatmaya çabalasam da yeterli olmaz o yüzden;
.
."OKUYUN"
.
." OKUTTURUN"...
.
.
Bitirmeye korktuğum yazarlardan biri Tarık Tufan.. .
Nasıl anlatsam bilemiyorum.. Çok seviyorum çok.. Hala satırlarıyla tanışmayan varsa lütfen tanışabilir mi..?Böyle değerli kalemler iyi ki var.. Uzun uzadıya övmeme ihtiyacı yok..Mürekkebinden akan her bir satır kalbime dokunan adam..
.Sizin de bazen bitirdiğiniz kitaba sarılmak isteğiniz oluyor mu Bana sık sık oluyor.. Tıpkı bu kitapta olduğu gibi..Ba yıl dım... jaguarkitap tarafından yayınlanan #birkedibiradamikikadın Sabit Fikir dergisinin 2017'de en iyi 50 roman listesinde yer almış ki sonuna kadar hakediyor..Genelde az diyolog olan kitapları okurken bir tereddütüm olur ama bu sefer tamamen farklı oldu..Yazar karakterleri öyle güzel analiz etmiş ki neyi neden yaptıklarını ve iç hesaplaşmalarını okuyucuya başarılı bir şekilde aktarmış..Ilk kez okumuş olduğum bir yazar için de hemen iyi kötü demem ama yok yok ben bu yazarı çok sevdim ve diğer kitabını da alıp okumalıyım..Konusu aynı adında geçtiği gibi bir kedi(Lili) bir adam(Şozo) ve iki kadının (Şinako)&(Fukuko) hikayesini anlatıyor.. Şozo, annesi ve dayısının türlü oyunlarına kapılıp eşi Şinako'dan ayrılarak Fukuko ile evlenir..Her şey normal seyrinde ilerlerken bir sabah Şinako'dan gelen bir mektup herşeyi altüst eder çünkü kadın Şozonun kedisi Liliyi istemektedir.. Aman alt tarafı bir kedi demeyin.. Şinako evden atılmasını hazmedemeyip kedi üzerinden bir plan tasarlar ama işler her iki taraf için de umulduğu gibi gitmeyecektir.. Kimi okur sonunun havada kaldığını düşünüyor ama bence yazar her okuyucu sonunu kendi hayal gücü ile tamamlamasını istemiş ve son olarak özellikle bir kediseverseniz daha da bir aşık olacaksınız bu kitaba..(okurken sık sık kedi aşkımı da depreştirdi bu arada )
"Çaresaz" yani "çare bulan" ilk olarak 24 Eylül-18 Ekim (1961) tarihleri arasında Cumhuriyet gazetesinde bir dizi halinde yayımlanmış..Sonrasında 1971 yılında kitap olarak Âkile Hanım Sokağı ile bir arada basılmış.. Can yayınları tarafından basılan bu yayım ise Halide Edip hayatta iken Cumhuriyet gazetesinde yayınlanan yani ilkbaskı hali.. Özellikle yazarın üslubuna ve diline sadık kalmak adına sadeleştirme yapılmamış ki zaten sayfa altlarında gerekli görülen kelimeler için açıklama yapılmış.. Yazarın okuduğum ilk kitabıydı.. Dili gayet anlaşılır ve oldukça da akıcı..Zaten incecik bir kitap hemen okuyup bitiriyorsunuz.. Aslında okurken keşke dedim onların psikolojisini anlamak adına daha çok karakter tahlili olsaydı.. Sanki biraz yüzeysel geldi bana.. İmam nikahı-resmi nikah-aşk-mantık gibi konuları içinde barındırıyor.. Biraz sinir bozucu bir konuya sahip, okurken beni daha iyi anlayacaksınız..
