Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Derviş Orhan

Derviş Orhan
@_Kalender_
Sükut gibi münzevi, çığlık gibi hür !
İnşaat Mühendisi
Lisans
İzmir
İstanbul, 25 Mayıs
41 okur puanı
Aralık 2019 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
Ben kaderden bir şey istemedim.Her şey kendi kendine oldu.. günün doğması, akşamın olması gibi.
Sayfa 336Kitabı okudu
Reklam
Türkiye ile öteki geri kalmışlardan herhangi birini yan yana koysak, arada tarihin ve kültürün yarattığı büyük farklılık olacaktır. Ancak, geri kalmışlığın incelenmesinde, toplumun tarihi gelişme sürecinde aldığı yol ve başlangıç noktasıyla vardığı yer önemlidir. Bu açıdan, Türkiye bir Mozambik'ten, Kongo'dan, Guatemala'dan çok daha geri kalmıştır. Çünkü Mozambik her zaman aynı Mozambik olmuştur. Kongo aynı Kongo, Guatemala aynı Guatemala. Türkiye ise belirli bir dönemde öteki ülkelerle kıyaslandığında en ileri bir noktada gözükmektedir. Sonra gerilemeye başlamış, gerileye gerileye günümüze, aynı kıyaslama yapılınca çok arkada gözüken bir yere varmıştır. Yani, kavramın dinamik anlamıyla, tam bir geri kalmış ülkedir.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
13. Yüzyıla ait bir seks anlatısı
Oğlan, kızı alıcı kuş gibi kaptı, kaldırıp yatağa vurdu, koca Tanrı yarattı demeyip yolup soyup bastırdı. Önceleri nazlanıp istemeze vurup kaçınan kız, giderek oğlanın tadını alıp kızıp azıp bunca yılın ergen açlığı kabarıp doyması kalmayıp koşuldu. Darısı hepimizin başına, hey avrat takımı, bunlar, böylece ırağından yakınından sürüştüler, gizli yerlerinden elleştiler, dil verip dil alıp emiştiler, üstte altta boğuşarak eziştiler. Sönmez ateşlere girip çıkıp bunalıp gök terlere batıp ayılıp soluklanıp soluklanıp daldılar, otuz iki oyunu ve de yirmi bir düzeni ardı ardına ulayıp 'Pes edene yuf', diye ant içip dilden elden belden düşene kadar uğraştılar. İkisi de inatlaşıp pes etmedi. Halden düşüp biri sağa biri sola devrildi. Ķızdır aklı başına gelmesiyle başladı çırpınıp yolunmaya...'Bre kavat kızı anaaa... Bunun tadı böyleymiş de neden beni ere vermedin on birimde, on ikimde? Neden beklettin on dördüme kadar?' diye sövdü siydi, yemin içti ki ölene dek helallik vermeye anası gavura...
Sayfa 487 - Ketebe YayıneviKitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Avradın mülke sahip olması nasıl bir uğursuzluk ve de nasıl bir töresizlik... Biz karı milletinin mülksüzlüğünde hakkında gelebilemezken... Bir de mülk peydahlayınca güç mü yeter, ama kurban olduğum? Erkek milletini yerler çiğ iken... 'Nedir o?'ya getirirler düpedüz...
Sayfa 309 - Ketebe YayıneviKitabı okudu
656 syf.
10/10 puan verdi
Devlet Ana
Devlet AnaKemal Tahir
8.4/10 · 6,9bin okunma
Reklam
...dünya kurulalı beri kılıç mı daha keskindir kalem mi, ayırt edilebilmiş değildir. Bence kılıcın yarası bir, kalemin yarası bin... Kılıç eri, dilerse sahip olur kılıcına... Sen dünyanın yüzüne salmaktasın yazdıklarını... Kopar gider, nerde n'işler, bilir misin? Gerisin geri toplayım desen yeter mi gücün? Dediğini dememiş olmak elinde mi?
Sayfa 227 - Ketebe YayıneviKitabı okudu
"Sabredeceksin oğlum! Gücün yeterse affedeceksin. 'Kılıçla vuran kılıçla vurulacak, okla vuran okla', denilmiştir. Allah'ın her şeye gücü yeter. Hiçbir kötü kurtulamaz. Kitapları okuyanlardansın. Kitapları okuyanların ödevi bela karşısında sabretmektir."
Sayfa 119 - Ketebe YayınlarıKitabı okudu
400 syf.
10/10 puan verdi
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak Sesleri
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak Sesleri
Bu kitaplar ilk çıktığında acaba ESG çizgisini bozup fazla mı popülizme kaydı diye düşünmüştüm çünkü kitaplar aşırı popülist vibe'ı vermişti. Fakat ESG yine önceki kitapları kalitesinde bir eser bırakmış. Cumhuriyetin kuruluş öyküsünü II. meşrutiyetin ilanından başlayarak, ideolojik ön yargılardan uzak gözlemci bir şekilde anlatmış. Özellikle bu dönem ülkenin kurucu isimlerini barındırdığı için tarafsızlıktan uzak bir tarih anlayışının hakim olduğu bir dönem. Türk tarihinin en dikkatli okunması gereken dönemini okullarda bir oldu-bittiler serüveni veya iyilere karşı kötüler şeklinde öğrendik. Bu taraflılık yeni doğan bir cumhuriyette anlaşılabilirdi belki ama biz bu yanlış tarih öğretisine halen daha (belki renk değiştirerek) devam ediyoruz. ESG yine diğer bütün kitaplarında yaptığı gibi bu süreci sebep-sonuç zincirleriyle, dönemin şartlarını düşünerek ve belki de en önemlisi karakterlerin ruhunu ve toplumun dinamiklerini de denkleme dahil ederek anlatmış. Fakat bu detaylı bir kitap değil, Cumhuriyet tarihine merak salanlar için güzel bir başlangıç kitabı olabilir. Olaylara nasıl bakılması gerektiğini ve neleri okumak gerektiğini bu kitaptan öğrendikten sonra yola devam edilebilir.
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak Sesleri
Cumhuriyet'in 100 Günü: İnkılabın Ayak SesleriEmrah Safa Gürkan · Mundi Yayınları · 2023525 okunma
Şevket Süreyya Aydemir gibileri, İzmir'in işgali olmasa bir Milli Mücadele'nin mümkün olmayacağını söylerken belki de haklılardı.
Sayfa 217 - Mundo YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Mustafa Kemal ve İstanbul
İstanbul, Mustafa Kemal'in gençlik aşkıydı; üniformasıyla cakalı bir şekilde sokaklarını arşınladığı, meyhanelerinde kadeh tokuşturduğu, mesirelerinde pikniğe gittiği, Harbiye'sinde arkadaşlarıyla gizli planlar yaptığı, sularında düşman gemilerini gördüğünde kederli bir kıskançlığa kapıldığı ilk göz ağrısıydı.
Sayfa 369 - Mundo yayınlarıKitabı okudu
İstanbul
İki büyük cihanın mültekasında (kavşağında), Türk vatanının ziyneti, Türk tarihinin serveti, Türk milletinin gözbebeği İstanbul
Sayfa 368 - Mundo yayınlarıKitabı okudu
İstanbul'un ne parası ne de doğru düzgün askeri vardı. O yüzden elindeki silaha sarılmaktan başka çaresi yoktu: Saltanatın ve hilafetin prestiji. Yüzlerce yıldır "Zillullah-ı fi'l-âlem", yani Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi olduğu söylenen, her cuma hutbesinde adını işittikleri bir padişahın, elifi görse mertek sanacak köylülerin zihninde nasıl bir meşruiyete sahip olduğunu anlamak, 21. yüzyılda seçilmiş liderlerle bile sağlıklı bir ilişki kuramayan bir toplumun içinde yaşayan bizler için çok da zor olmasa gerek.
Sayfa 141 - Mundi YayınlarıKitabı okudu
289 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.