Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ruzname

Ruzname
@_Okuryazargezer
Sıkı Okur
“Okumak bilgi için değil ki, okumak bir cila…”
Sabitlenmiş gönderi
Geçmiş, şimdi ve dünya üzerine çeşitli düşüncelere dalmaktan bıkmıştım artık. Bir tek şey istiyordum yalnız: Kitabımı rahatça bitirmem için hiçbir şeyin beni engellememesi.
Sayfa 143
Reklam
60’lardan sonra Türkiye
Batılılaşmak, Batı irfanıyla ile kaynaşmaksa, Batılılaşmamıştık. Batı medeniyeti liberalizme dayanıyordu, liberalizm sanayileşen Avrupa’nın, başka bir deyişle burjuvazinin dünya görüşüydü. Bizde ne sanayi vardı, ne burjuvazi. Avrupa’nın “Batılılaşınız” teklifi tek anlam taşıyordu: “ kapitalizme teslim olunuz”. Bürokratlarımız Batılaşmaktan çok, Batılılaşmış görünmek istiyordu. Avrupa’yı tanımıyorduk ama kendimizi de unutmuştuk. Korkuyorduk düşünceden. Zirvelerde dolaşmamız yasaktı. Batı’yı batı yapan düşünce fatihlerinin yalnız ismini biliyorduk. Ne Locke çevrilmişti dilimize, ne Hobbes, ne Darwin. Hegel, ışığı bize kadar gelmeyen bir yıldızdı. Marx, mavi sakalın kırkıncı odası.
Sayfa 229
İnsan zekâsı her devirde yelken açmış hayaller ülkesine. Bazen filozoflar kılavuz olmuş, tarikatlar peşlerinden gelmiş, bazen topluluklar çıkmış yolculuğa; doğru yoldan ayrılmış, düşüncelerindeki perişanlığı eylemleriyle perçinlemişler. Bir yerde mistik etken ağır basmış, insiyakı, davaya hâdim kılmış. Bir yerde insiyak setleri yıkmış. Bütün bu akımların ortak yönü; yerleşmiş inançlardan kopmak ve doludizgin serüvene katılmak.
Sayfa 211

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kullanılmayan soyut bir hürriyet, hürriyet midir? Sokak fenerleri körlerin ne işine yarar? İnmelilere yürüyebilirsiniz diye kanun çıkarmak yeter mi?
Sayfa 203
Çocuk toplumlar, siyasi hürriyetten habersizdir. Ama olgunluk çağlarında bu hürriyetlere dayanmak zorundadır toplum. Çökmesini önleyecek olan bu hürriyetlerdir ancak.
Sayfa 202
Reklam
İmtiyazlı bir sınıfın olduğu yerde hürriyetten söz edilemez.
Sayfa 202
Londra’da zaman, saatin yelkovanına bağlıdır, bizde akrebine. Çünkü biz tarımla uğraşıyoruz, onlar ticaretle.
Sayfa 192
İnsan düşüncesi hakikatın bütününü kucaklamaktan âciz. Kaderi, aşırı kutuplar arasında raksetmek.
Sayfa 191
Toplumların yaşayışında herhangi bir ilerleyiş olmuşsa- ki böyle bir zorunluluk yoktur- bu ya bir elitin eseridir, yahut da devletin. Kitle terakkiyi hızlandıracak herhangi bir güçten mahrumdur. İhtilâlleri bile o yapmaz.
Sayfa 189
Kimseden ümmid-i feyz etmem, dilenmem perr ü bâl Kendi cevvim, kendi eflâkimde kendim tâirim. (Kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat. Kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.)
Sayfa 82 - Tevfik Fikret
Reklam
İnsan doğuştan iyi, onu bozan adaletsizlik.
Sayfa 174
Anarşizm
Çakıl taşlarını bir kutuya koyun, hemen yerleşirler, hem de özene bezene yerleştireceğinizden çok daha iyi. İnsanlar da öyle, kendi başlarına bırakılırlarsa daha iyi teşkilatlanırlar ama bu teşkilatlanma aşağıdan yukarı olmalıdır, devletin merkezîleşmesi gibi yukarıdan aşağı değil.
Sayfa 170
Hakikat hiçbir zümrenin tekelinde değildir ve hiç kimse düşüncelerini zorla kabul ettiremez.
Sayfa 163
Egemenlik hakkının sınırlanmadığı, görev ve yetkilerin kesin olarak belirlenmediği, zıt prensiplerin anayasaca meşru sayıldığı ülkelerde gerçek bir iktidar yoktur; ne güvenden söz edilebilir, ne otoriteden; rekabet vardır, sürekli bir savaş vardır, anarşi vardır.
Sayfa 161
Çevresini tezatlarıyla rahatsız ediyordu, tezatları ve zaaflarıyla. Ele avuca sığmayan bir zeka, kanma bilmeyen tecessüs ve kendini beğeniş. Evet, Suavi de bütün psikopatlar gibi kendine hayrandı.
Sayfa 159
1.339 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.