Sevgileri yarınlara bıraktınız
Çekingen, tutuk, saygılı.
Bütün yakınlarınız
Sizi yanlış tanıdı.
Bitmeyen işler yüzünden
(Siz böyle olsun istemezdiniz)
Bir bakış bile yeterken anlatmaya her şeyi
Kalbinizi dolduran duygular
Kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz
Çirkindi dar vakitlerde bir sevgiyi söylemek.
Yılların telâşlarda bu kadar çabuk
Geçeceği aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde
Açan çiçekler vardı,
Gecelerde ve yalnız.
Vermeye az buldunuz
Yahut vaktiniz olmadı.
Zamanların en iyisiydi...
Zamanların en kötüsüydü...
Hem akıl çağıydı, hem aptallık...
Hem inanç devriydi, hem kuşku...
Aydınlık mevsimiydi...
Karanlık mevsimiydi...
Hem umut baharı...
Hem de umutsuzluk kışıydı...
Hem her şeyimiz vardı...
Hem hiçbir şeyimiz yoktu...
Hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana...
Sözün kısası...
Şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki...
Uzaktan seviyorum seni...
Öyle uzaktan seviyorum seni,
Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
En çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
Öyle uzaktan seviyorum seni!
Kırmadan,
Dökmeden,
Parçalamadan,
Üzmeden,
Ağlatmadan uzaktan seviyorum.
Öyle uzaktan seviyorum seni;
Sana söylemek istediğim her kelimeyi,
Dilimde parçalayarak seviyorum.
Damla damla dökülürken kelimelerim,
Masum beyaz bir kağıtta seviyorum.”
Bazı özlemler vardır tarifi olmaz.
Konuşmayı, gülmeyi, sohbetini özlersin, paylaşmayı özlersin.
Bazı sevgiler vardır anlatamazsın. Sadece kalbin bilir, kalbin hisseder. Bazen kızarsın çok fazla, bazen üzülürsün kalbin kırılır.
Ama öyle anlar vardır ki; sadece özlersin... Her şeye rağmen çok özlersin...