Bugün şunu söyleyebiliriz ki hiçbir şey, insanoğlunu siyasi yollarla yoksulluktan kurtarma çabasından daha köhnemiş, daha beyhude ve daha tehlikeli olamaz.
Psikolojik bağlamda düşünürsek, riyakârın çok tutkulu olduğu söylenebilir; başkalarının önünde erdemli görünmekle yetinmez, ayrıca kendini de buna inandırmak ister.
Herhangi başka bir yerden daha çok siyasette, gerçek (being) ile görünüşü (appearance) birbirinden ayırmamızın ihtimali yoktur. İnsani meseleler alanında gerçek ve görünüş, esasen bir ve aynı şeydir.