Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
''Bugün herkes üniversiteye gitmek, bir diploma sahibi olmak istiyor. Bu külliyen yanlış... Herkes üniversite mezunu olamaz, olmamalı. Neden üniversite mezunu olmak istiyorlar? Bir şirkete veya devlet dairesine girsin, kendi bir şey yapmasın, teşebbüste bulunmasın, aylık garanti maaşını alsın, hiç bir risk almasın. Bu Osmanlı'dan bize kalan en feci miras. Böyle bir yaşam olamaz. Bu evrim kanununa aykırı. Mücadeleye girecek, kaçmak yok.'' -A.M. Celâl Şengör
Değerli dostum Prof. Dr. A.M. Celal Şengör beklenen Marmara depreminde eğer doğru dürüst önlem alınmazsa Türkiye bağımsızlığını kaybeder demişti. Bu lafa kızanlar oldu ama kanaatine göre bu doğru bir sözdü. Elbette ki Celal bağımsızlıktan söz ederken ekonomik bağımsızlığı kastediyordu. Marmara Bölgesi'ni düşünün. Bu bölge ülkemiz sanayisinin yüzde 50'den fazlasını içerir. En fazla iş gücü, kalifiye eleman, yatırımcı, üretim, ithalat, ihracat, gelir, kazanç, vergi vb. hep burada. Şöyle bir düşünün; ülkenin şah damarı olan böyle bir yerin ticari açıdan uzun süre devre dışı kalması ülkeyi ne hake sokar? 1999 İzmit depreminin bile Devlet Planlama Teşkilatı'na (DPT) göre ekonomik bilançosu 15-19 milyar dolar olmuştu. İstanbul'un riski göz önüne alınırsa bu bilançonun bu mega kentte çok daha ağır olacağı söylenebilir.
Reklam
Depreme karşı herhangi bir hazırlık çalışmasına başla­madan önce bu analiz çalışmasının yapılması gerekir. Bu neden­le kent (veya hükümet) yöneticilerinin acilen bu bilgileri isteme­si beklenir. Ama üzülerek söylemeliyim ki İstanbul veya Marma­ra Bölgesi deprem tehlikesiyle karşı karşıya kaldığında ne kent yöneticilerinin ne de dönemin hükümetlerinin bu konuda ciddi bir talepleri oldu. Böyle bir analize hiç ihtiyaç duymadılar. Duy­muş olsalardı Marmara Denizi'ndeki deprem araştırmaları devlet eliyle yürütülürdü. Daha önce de belirttiğim gibi, bu çalışmaları TÜBİTAK, MTA ve Deniz Kuvvetleri'nin yardımlarıyla ben ve ar­kadaşlarım (ağırlıklı olarak M. N. Çağatay ve A.M. Celal Şengör) İTÜ'de Avrupa Birliği projelerine girmek suretiyle uluslararası ekip, ekipman ve kaynaklarla yürüttük.
Sayfa 62 - Doğan Kitap, Birinci Baskı / Temmuz 2020Kitabı okudu
"Büyük insan devrini kendi iradesine mâhkum kılar; sıradan insan ise devrinin iradesine mâhkum olur." - A. M. Celal Şengör
Sayfa 21
Açılış Konuşması (A.M. Celal ŞENGÖR)
Fuat Bey diyor ki, "Ben bir kültür dünyasına mensubum. Bu kültür dünyasına yüzyıllardır zulüm edildiğini, hakkının yendiğini, asla lâyık olmadığı bir şekilde aşağılandığını gördüm. Bu kültür dünyasını, hakikaten olduğu gibi -ne eksik ne de fazla- dünyaya tanıtmayı amaç edindim kendime. Bu amacın bir bölümü bilimsel, dünya bilimine bir şey katmak; fakat bir diğer bölümü koskoca bir insan topluluğuna kaybetmiş olduğu kendine saygıyı, kendine güveni, insan cemiyetindeki yerini hatırlatarak iade etmek olmuştur. Bunun için de çalıştım."
Sayfa 11 - Türkiye Bilimler Akademisi ForumuKitabı okudu
A. M. Celal Şengör
Şans hazırlıklı zihinleri tercih eder. Başkalarının ne kadar şanslı insanlar olduklarını düşünmeyi bırakıp kendi şansınızı yaratmak için zihninizi hazırlayın
Reklam
A. M. Celal şengör:
"Büyük insan devrini kendi iradesine mâhkum kılar; sıradan insan ise devrinin iradesine mâhkum olur."
Hasan-Ali Yücel'in büyük kültür hizmeti Türkiye için olduğu oranda ulusal kültürlerin evrenselleşmesi bakımından da önem taşımaktadır. Bu nedenle UNESCO Hasan-Ali Yücel'in 1997 yılında saygı ile anılması kararını almış ve bu istem Türk aydınları tarafından başarı ile yerine getirilmiştir. Bu bağlamda "Ege Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği"nin 16-17 Kasım tarihlerinde düzenlediği "Hasan-Ali Yücel Sempozyumu" çok verimli olmuştur. Hasan-Ali Yücel’i anma konusunda bir başka çok önemli etkinliği elinizdeki kitabın yazarı ünlü yerbilimcimiz A. M. Celal Şengör’e borçluyuz. Jeoloji alanında yaptığı çalışmalarla uluslararası literatürde seçkin bir yeri olan ve Aralık 1997'de Fransız Bilimler Akademisi'nin önemli bir ödülünü Fransız Cumhurbaşkanı'nın da katıldığı bir törende alarak onurlandırılan Şengör, Hasan-Ali Yücel'i bütün özellikleri ve hizmetleri ile tanıtmaktadır. Şengör'ün bu saptamalarını okuduğum zaman onun Hasan-Ali’yi şahsen tanımış kadar gerçeklere ulaştığını kıvançla gördüm. Şengör bilimsel titizlikle yaptığı incelemesinde Hasan-Ali Yücel'i seçkin bir ozan, örnek bir eğitimci, ayrıca özgürlükçü düşünceye sahip alçakgönüllü ve gerçekçi bir devlet adamı olarak ele almakta ve haklı olarak onun komünist olması hususundaki söylentileri belirgin bir biçimde çürütmektedir. Hasan-Ali Yücel gerçekte demokrat ve liberal ruhlu bir aydındı. Kendisine yakıştırılan komünizm politikası Türkiye'nin o dönemlerde güttüğü politik davranışla ilgilidir.
Önsöz (Ekrem Akurgal)Kitabı okudu
"Türkiye’de insanlar huzursuzdur, birbirlerini sevmezler, ahlâksızlık diz boyudur. Aile içi ilişkiler sevgi ve saygıdan çok toplumsal baskı ve ekonomik mecburiyete dayanır. Kendi his ve düşünce dünyası çerçevesinde yaşamak isteyen genç kız ya aile tarafından öldürülür ya da toplumdan aforoz edilir. " A.M. Celal Şengör/Aptalı Tanımak.
Aptalı Tanımak, A.M. Celâl Şengör
Şu anda Türk üniversitelerinin verdikleri diplomalar ciddiye alınacak belgeler değildir. Bunun nedenleri; görülmemiş bir öğrenci kalitesizliği, buna paralel olan bir hoca kalitesizliği ve çoğu aptalca politik kaygılarla açılan üniversitelerin alt yapı imkânlarının gerekenin çok altında olmasıdır...
Sayfa 118 - İnkılap Kitabevi
39 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.