"Erkeklik "ve "kadınlık " tanımlarımız kadınların erkekler için tehdit etmeyen yardımcılar ve ego geliştiriciler olması gerektiği şeklindedir;aksi takdirde erkekler kendilerini hadım edilmiş ya da güçsüzleşmiş hissederler .
Birbirimize kesinlikle ihtiyacımız var ama hiç kimse yeri doldurulamaz değildir. Belirli bir kişiyle yaşanan çatışma bizi umutsuzluğa sürükleyebilir ,ama bunun nedeni o kişiyi çok yüksek bir yere koymamız olabilir .Bir başkasını asla dünyadaki tüm iyiliklerin kaynağı olarak görmemeliyiz. Bu bizim hem ruhsal ve duygusal özgürlüğümüzü incitir ,hem de gelişimimizi engeller.
...Bu şekilde "iyi"davranmaya devam ettikçe içimizde bir öfke ve hiddet deposu oluşur. Yaşamımız pes etmekten ve idare etmekten ibaret kaldığında, başka insanların duygu ve tepkilerinin sorumluluğunu yüklendiğimizde ,kendi gelişimimizi sürdürmek ve kendi yaşamlarımıza nitelik kazandırmak şeklindeki asıl sorumluluğumuzu feda ettiğimizde, ilişkiyi sürdürmek benlik sahibi olmaktan daha önemliymiş gibi davrandığımızda, öfke kaçınılmaz olacaktır. Ama tabiki bu öfkeyi doğrudan yaşamamız yasaklanmıştır;çünkü "iyi kızlar "asla "öfkeli kadınlar" olamazlar.
Toplumumuz kadınlara öyle bir suçluluk aşılıyor ki ,başkalarına duygusal hizmet veren bir istasyon görevi yapamadığımız için kendimizi suçlar hale geliyoruz .
Denetleyiciler ,başkalarının sınırlarına saygı göstermez, kendi yaşamlarının sorumluluğunu almak yerine ,başkalarının yaşamlarını denetlemeye kalkarlar.
Anne babalar çocuklarına sınırlar belirlemenin veya hayır demenin kötü olduğunu anlatırken ,bir yandan da başkalarının onlara istediklerini yapabileceğini öğretiyorlar ve çocuklarını pek çok kötülüğün bulunduğu bir dünyaya korumasız bir biçimde gönderiyorlar. Denetleyici ,yönlendirici ,istismarcı,kötü bir dünyaya .
Sınırları belirlemek ,seçimlerimizin sorumluluğunu üstlenmeyi de içerir.Seçimleri belirleyen sizsiniz . Seçimlerinizin sonuçlarına katlanması gereken de sizsiniz. Sonuçta mutlu olmanızı sağlayacak seçimleri yapmanızı engelleyen kişi gene siz olabilirsiniz .
Sevgi ve sınırlarla,sıcaklık ve sonuçlarla anne babalık etmek,kendine güvenen ve hayatlarının kontrolüne sahip olduğu bilincini taşıyan çocukların yetişmesini sağlar.
Bazen insanlar ;hür iradeleri ile istedikleri için değil ,uyumlu olmak için istediklerimizi verirler, sonra da bundan ötürü bize kızarlar . Sonuçta ikimiz de kârlı çıkmayız.
...Aynı zamanda "isteksizce veya baskı altındayken "başkalarına yardım etmememiz gerekmektedir.Sınırları zayıf olan insanlar,kontrol edilmeye, baskıya,taleplere ve bazen de başkalarının gerçek ihtiyaçlarına hayır demekte güçlük çekerler .Birisine hayır derlerse ,o kişi ile olan ilişkilerini tehlikeye atacaklarını düşünür ve bu yüzden isteneni yaparlar ,bir yandan da içten içe öfkelenirler.Baskı bazen sizden bir şey yapmanızı isteyen birinden gelirken ,bazen de içinizden bir ses o şeyi yapmanız gerektiğini söyleyerek sizi baskı altına alır .Dışarıdan ya da içinizden gelen bu baskılara hayır diyemezseniz,kendi mülkünüzü kontrol edebildiğiniz hissini kaybeder ve "öz denetimin "getirdiği sonuçlardan faydalanamazsınız.
Sınırlar ,iyilikleri içerde,kötülükleri dışarıda tutmamıza yardımcı olur .Ancak büyürken istismara uğrayan insanların genellikle sınırların işlevini tersine çevirme ve kötüyü içeride tutup iyiyi içeri almama eğilimleri vardır.
İnsanlar ,"kayalar"günlük yükleriymiş gibi davrandıklarında ve yardım almayı reddettiklerinde, ya da "günlük yükleri " taşımak zorunda olmadıkları kayalarmış gibi davrandıklarında sorunlar ortaya çıkmaktadır. Her iki durumun sonucunda da insanlar ya acı çeker,ya da sorumsuzca davranışlarda bulunurlar.
...örneğin bizler ,başkalarından sorumlu değiliz. Hiçbir zaman," başkalarını kontrol" etmemiz söylenmez,ancak buna rağmen başkalarını kontrol etmek için vaktimizin ve enerjimizin çoğunu harcarız!
...İster kadın olalım ister erkek,hepimiz Sherrie'nin içine düştüğü ikilemi biliyoruz -yalnızlığı ,çaresizliği,kafa karışıklığını, vicdan azabını ve her şeyden de önemlisi ,hayatının kontrolünün elinde olmadığı hissi .
Biz evliliğinin ve birbirimizin öğrencisi olmayı kabul ediyor muyuz ? Yoksa birbirimize öğretmenlik mi taslayacağız? İnsan insana ilişkinin eşit insanların ilişkisi olduğunun farkında mıyız?
Buna inanıyorum ,yanılmadığıma tamamıyla eminim ;zaten galiba insanların bütün işi,bir cıvata değil de insan olduklarını her an kendi kendilerine ispat etmektir !Bu uğurda kendini feda edebilir ,sırası gelince mağara devri barbarı olabilir.
"Insanın iyi olmak için akla ihtiyacı yoktur.Hatta bana zaman zaman bunun tam tersi olmalı gibi gelir .Çok zeki birini ele al ,hemen hiçbir zaman iyi biri olmadığını görürsün."