Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
10/10 puan verdi
·
Beğendi
''Yazdıkların şiir değilse kalsın” … “Aklınla yapayalnız baş başa Nice alevli geceler geçtin” … “Sen sevgileri göğüsle ve ne olur anla” Cahit Zarifoğlu Şair Cahit Zarifoğlu ile yaşamları boyunca yolları uzun kesişenlerin kendilerini bahtlı saymaları için çok esaslı nedenler var. Eğer bu kişiler, şiirin bir Müslüman için yirminci
Şiirler
ŞiirlerCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20213,979 okunma
Ermeniler kamyonlarla ve denizden şileplerle Suriye'ye, ABD'ye Avrupa'ya göç etmişlerdir. Ermenilerden kalan bağ ve bahçeler bölgeye yerleştirilenlerin malı olmuştur. 10 Ağustos 1939'da Şükrü Balcıoğ "Hatay ve Göçmen İskânı" adlı makalesinde, Hatay'da boş arazinin olduğunu, buraların göçmen iskânı için uygun olduğunu, Cumhuriyet idaresinin bölgedeki iskân politikasını desteklediğini belirtmişti. 29 Aralık 1939'da Hatay Valisi Şükrü Sökmensüer ile irtibata geçilerek Erzincan depremzedelerinin Hatay'a yerleştirilmesi Dâhiliye Vekâleti'ne bildirilmişti Ocak 1940'ta 3000 felaketzede Hatay'ın Reyhanîye, Kırıkhan, İskender ilçelerine yerleştirilmişti.
Sayfa 230 - ATATÜRK ARAŞTIRMA MERKEZİ BAŞKANLIĞI YAYINLARIKitabı okudu
Reklam
“1960 öncesi dönemin bir diğer önemli uygulaması ise Kara Harp Okulu'na ilk kadın öğrencilerin alınmasıdır. İlk kadın askeri öğrenci İnci Arsan 1955 yılı Ağustos ayı itibarıyla Kara Harp Okulu'na kabul edilmiştir. Bu noktada da Amerikan WAC (Women Army Corps) ve WASP (Women Airforce Service Pilots) uygulamalarından etkilenilmesi kuvvetle muhtemeldir. Ancak önemle vurgulamak gerekir ki Türkiye henüz 1955 yılında muvazzaf subay olarak yetiştirilmek üzere harp okullarına öğrenci almışken, Amerika Birleşik Devletleri'nde muvazzaf subay yetiştirilmek üzere West Point Harp Okulu'na kadın subay kabul edilmesi ancak 1976 yılında mümkün olacaktır.”
Sayfa 349Kitabı okudu
TÜRK TİYATROSU TARİHİ'NİN
BELKİ DE EN BAHTSIZ ''AİLESİ'' TOSUN'LAR.. 1926 yılında, Balıkesir'in Burhaniye ilçesinde doğan Necdet Baba lakaplı Necdet Tosun, 1955 yılında öğlenleri lokantacılık, akşamları da bir terzide çalışarak geçimini sağlıyordu. Kilolu ve sevimli görünüşü sebebiyle çevresinde de hep sevilmişti. Çocukları
1960'lı yıllarda radikal öğrenciler gösterilerinde Adorno'yu hedef tahtası yaptı. Samuel Beckett'e yazdığı bir mektupta şöyle diyordu: "Aşırı sağcılar tarafından birdenbire saldırıya uğramak şaşırtıcı bir durum." Ancak işler giderek kötüleşiyordu. Adorno sürekli takip ediliyor ve saldırıya uğruyordu. Bir gün bir grup kız öğrenci ders verdiği platformun önünü kesti. Üstlerini ve sutyenlerini çıkartarak onu çıplak göğusleriyle utandırmaya çalıştılar. Adorno bu politik aşırılığın hala dehşetini üzerinde hissettiği Nazizm'in zorbalık zihniyetine benzerliğinden korkuyordu. Düşüncesizce yapılan bir sataşmanın sonuçları trajik oldu. Adorno da tıpkı Benjamin gibi dağlara kaçtı. Orada tıpkı yıllar önce Nazilerden kaçarken Benjamin'e olduğu gibi kalp çarpıntıları yaşadı ve 6 Agustos 1969 da kalp krizi geçirerek altmış beş yaşında hayata gözle rini yumdu.
Paradoksal olarak sonraki yıllarda Şiiliği Sünni İslam'a yaklaştıracak bir gelişme meydana geldi. Bu, daha önceki egzersizlerden oldukça farklıydı. Sözkonusu gelişme Cemal Abdünnasır'ın Arap ulusçuluğuyla İran'ın Batı-yanlısı tavrı arasındaki çatışma atmosferinde gerçekleşiyordu. Temmuz 1960'ta Mısır, İran'ın İsrail'i tanıması nedeniyle İranla diplomatik ilişkilerini kesti. Ağustos'ta, Ezher'de yapılan bir toplantıda 150 alim, bütün Müslümanları İsrail yanlısı politikası nedeniyle İran şahına karşı cihad tavrı almaya çağıran bir bildiri yayınladı. Üç yıl sonra Şah, kadın özgürlüğü ve toprak reformunu da içeren 'beyaz devrim'ini başlattı. Bu, o zamanlar nisbeten tanınmayan Ayetullah Ruhullah Humeyni'nin önderliğinde geniş bir dini muhalefete neden oldu. Humeyni, hem bu reformları, hem de Şah'ın İsrail ve ABD ile ilişkilerini kınamaktaydı
Sayfa 95 - YönelişKitabı okudu
Reklam
Kulların esbaba tevessülle Allah'a tevekkül arasındaki ince noktayı keşfedemedikleri anlarda büyük adamların gidişi, geride kalanlara fail-i hakiki olan Allah Azze ve Celle'nin kudretini mücerret haliyle gösterir. 1960 yılı da böyle bir mevsimdi. Kur'an-ı Kerim büyük hizmeti olan
Süleyman Hilmi Tunahan
Süleyman Hilmi Tunahan
Hazretleri 1959'ta,
Bediüzzaman Said Nursî
Bediüzzaman Said Nursî
1960'ın Mart'ında,
Ali Haydar Efendi
Ali Haydar Efendi
Hazretleri Ağustos'unda vefat etmişti.
Cemal Süreya
📚 Şiirin yanı sıra deneme, çocuk kitabı, günce, derleme ve tenkit yazıları kaleme alan, şiir ve düz yazı tercümesi yapan edebiyatçının gerçek adı Cemalettin Seber idi. İkinci Yeni şiirinin öncülerinden kabul edildi İlk şiiri "Şarkısı Beyaz" 1953'te "Mülkiye" adlı okul dergisinde çıkan Süreya, "İkinci Yeni"
Köy koruculuğu sisteminin geçmişi neredeyse bir asır ge­riye gidiyor aslında Türkiye'de. 1923'te kurulan cumhuriye­tin ilk yıllarında da yeni Türkiye sınırlarını korumaya des­tek olması için sivil milis güçleri kurulmuş. Ancak demok­ratik olmadığı için 1960'lı yıllarda kaldırılmış. Ağustos 1984'teki PKK'nin ilk eylemlerinden sonra yeni­den uygulamaya girmiş ve 1985'te yaklaşık 13.000 köy ko­rucusu varmış. Bunların bir kısmı zoraki köy korucusu ya­pılmış. Bunu reddedenler ya köylerini terk etmek ya da ölüm korkusuyla yaşamak zorunda bırakılmış. Bir bölüm Kürt ise gönüllü olarak devletten silah alıp korucu olmuş. Bunlar özellikle, Kürt toplumu içerisinde etkin olan gele­neksel feodal yapıya, etkinliği güçlü aşiretlere mensuplar­mış; anti-feodal ve komünist PKK ile mücadele içinde yer alarak kendi konumlarını ve güçlerini korumak istemişler. Köy korucularının sayısı 1990'lı yıllar boyunca 50 bin ila 90 binlere kadar çıkmış.
Sayfa 43 - Askerin Bilgisi Dahilinde Kaçakçılık YapmakKitabı okudu
140 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Düşüncenin Şair Yanı
O şair Cemal Süreya. Hani hemen her ay edebiyat dergilerinden birinin kapağında az sayıda meşhur fotoğrafının birinden türetilmiş illüstrasyon üzerine yapışık en çok bilinen dizeleriyle karşılaşmaya alışık olduğumuz şair. Daha evvel defalarca kullanılmış fotoğrafı, defalarca kullanılmış dizeleri, sınanmış satış başarısını riske atmayacak alışıldık
Papirüs'ten Başyazılar
Papirüs'ten BaşyazılarCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 2015289 okunma
Reklam
İngiliz belgelerine göre Ağustos 1960 itibariyle Türkiye 4'e bölünmüş durumundadır. Bunlar; "durumdan rahatsız olan köylüler", "tasfiye edilen EMİNSULAR", "MBK'de Türkeş'in başını çektiği devrimci ve radikal ekip" ile "Madanoğlu'nun başını çektiği "moderate(ı­lımlı) " gruptur". Belgede Gürsel'in de Madanoğlu ile birlikte hareket ettiği öne sürülmektedir. Bkz. FO 371/153036.
Suistimallere ve düzen bozukluğuna son vermek için, Milli Birlik Komitesi idari teşkilatta gerekli tasfiyeyi yapar, mali işlere bir açıklık getirir, yatırım planlarını ve uygulanmakta olan büyük işleri yeniden gözden geçirtir. Subayların bazen ordudan ayrılarak, bazen muvazzaf kalarak hemen her yerde sivil sorumluluk mevkilerine getirilişlerinin sebebi, çıkar endişesi değil, namus ve ihtisası hakim kılma düşüncesinin sonucudur. Nitekim 12 Ağustos 1960'da yaptığı radyo konuşmasında Milli Savunma B akanı General Fahri Özdilek şöyle demiştir: (Sivil idare kadrolarını emekliye ayrılmış general ve subaylarla takviye kararındayız, zira onlar bugüne kadar şe­ref ve disiplin örneği olarak çalışmışlardır ... Generaller ,bütünüyle göreve adanmış bir hayatın örneğini vermiş ve Orduyu, Ulusa başka alanlarda da hizmet fdebilmelt için terketmişlerdir ... Böylece devletin çeşitli sektörlerinde yeni bir ruhun hakimiyeti sağlanacaktır )
Sayfa 221Kitabı okudu
1961 yılında Denk bütçenin sağlanması:
1960-61 dış ticaret açığı kapatıla kapatıla 29 milyon liraya kadar indirildi. Her ne kadar ihracat, 1959-60 dönemindeki 313.8 milyon liradan, 1961'de 299.2 milyon liraya düştüyse de, bunun başlıca sebebi 1960-61 döneminde iyi mahsul alınamamış olmasıydı. Bununla birlikte, hükümetin güttüğü sert politika sayesinde ithalat da 495 milyondan 452 milyon liraya düştü. Bunda, ithalat mevzuatı­nın sıkılaşırılması ve lüks emtia ithalinin tamamiyle durdurulmasının büyük rolü olmuştur. 1960 Ağustos'unda M.B.K. bütçe tqsarruflarının 824 milyon liraya ulaştığını bildirdi, 1961'de ise Türkiye yıllardan beri ilk defa olarak denk bütçe gördü.
Sayfa 177Kitabı okudu
243 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.